1. 126.
    +2 -1
    dizide ikinci sezon ikinci bölüm.

    limanda bir konteynırın içinde 13 ölü kız bulunur. bunu taşıyan geminin kaptanının türk olduğu anlaşılır.
    kadınları kaçıran adam, kaptını sorgularken yaşananlar.

    adam (türk) ingilizce bilmiyor. sorgulayan kişi üsteleyince, tam anlayamadım ama sanırım arapça bir şeyler söylüyor.
    sonra sorgulayan kişi adamın kolundaki ay yıldızı görüyor. türk olduğuna emin oluyor.

    -endişelenme yurtsever. türklerle bir derdim yok. orası eski dünya, burası yeni.

    bunlar ilk söyledikleri.

    türkün adı sam miş. kızları hava alsınlar falan diye çıkartmışlar,
    türk burda bir iş imkanı görmüş. kızlardan birisi ölmüş. şahit oldular diye diğerlerini de öldürmüşler falan.
    sonra türk burda tekrar kendi dilinde birşeyler söylüyor ama türkçe olmadığına eminim.
    türkün boğazını kesiyorlar.

    akabinde gerçekleşen muhabbet:

    -ayakkabılarına dikkat et.
    -lanet türk. koyun gibi kanı aktı.

    sonra sorgulayan kişi, parmak izi kalmasın, yüzünüde yok edin deyip gidiyor.

    şunu söylemek istiyorum ki, dizide daha önce de ırk konu edilmiştir ama bu kadar aşağılama görmedim.
    üstelik türkün türkçe konuşmamasını da iğrenç bir saptırma olarak görüyorum. amerikalıların birçoğunun türkiye
    hakkında pek bir şey bilmediği biliyoruz. hatta hala fes takıp deveye bindiğimizi sananlar var. cahil bir toplum
    olduğuda bir gerçek. fakat dizinin yapımcılarının bunu kasten yaptıklarını düşünüyorum. diziyi izlemeye başlamadan
    hakkında yapılan birçok yorum okudum ama bu sahneler hakkında kimsenin bahsettiğini hatırlamıyorum. bu da başka üzücü bir durumdur.

    ekşici bin diyecekler için öncelikle, unutmuyum diye not almıştım binler neyse.
    şimdi yukardakileri bir kenara bırakacak olursak bende yorumlara baktığımda dünyanın en güzel dizisi falan dendiğini gördüm sonra başladım 1. sezon ilk 5-6 bölümü sayacak olmazsak fena değildi ortalamanın üzerinde ama nasıl 1 numara amk ben mi anlamadım yoksa dedim önce. şimdi kapsamlı bir tarama yapınca anladım. herkeş aynı şeyi diyor, sonradan çok güzelleşiyor diye demekki sorun bende değil. son olarak kurgusunun gerçek hayatla çok kesiştiği bu dizinin en belirgin özelliklerinden biri diyebilirim şimdilik. bitirince yine editlerim.

    özet: savcının mal sağlam ama dişleri beni soğuttu amk.

    edit: hepsini izledim bitti. şimdi şöyle bişi var. tamam güzel dizi, akılda kalıcı, kendini özlettiren, yayına başlama tarihine bakılırsa old school da denebilir. anladığım kadarıyla insanların en sevdiği tarafı da dizinin gerçek hayatı 1e1 yansıtması. ama şöyle bişi var, demek ki bu diziyi izleyip de dünyanın 1 numarası ilan eden kişiler gerçek amerikanın nasıl bir yer olduğunu bilmeyen kişiler ve bu dizi gözlerini açmalarına yardım etti. yani soruyorum size; siz amerikayı harikalar diyarı mı sanıyordunuz. demek ki siz şimdiye kadar izlediğiniz amerikan filmlerinin etkisi altında çok kalmışsınız. amerika rüyasıyla yaşamışsınız. işlerin gerçekte nasıl yürüdüğünü az buçuk anlayınca da vay amk adamlar ne dizi yapmışlar yeaa diyosunuz. sonuç olarak ben abartma taraftarı değilim. dizi 10 üzerinden 9 u hak etti ama dünyanın en güzel dizisi de diyemem. siz de artık biraz gözlerinizi açın da asıl amerika ne demek öğrenmeye bakın. onların 3. dünya ülkeleri dedikleri ülkelerden 100 kat daha taktan bir yer olduğunu anlayın. ufak bi not ekleyecek olursak satanistik sembollere dikkat diyorum ve gidiyorum.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster