1. 1.
    +1
    beyler kesintinin son günlerine doğru evde bir gram su kalmamıştı. yaz tatili olduğu için evden dışarı çıkmama gerek yoktu. bu yüzden duş olayı sıkıntı değildi benim için. sabah yüzümü yıkamıyordum. burnumu peçeteye siliyordum. bunlar çok koymuyordu bana.
    ama sıçmak bir lükstü benim için

    kesintinin sonlarına doğru, ben 2 gündür sıçmamış, takumu içime hapsetmiştim. çünkü suyun gelmesini bekliyodum. kızılay civarına önceki gün su gelmişti. suyun çankayaya çıkmasını bekliyoduk. bilen bilir aq çankaya belki 200 metre yüksekte kalır ankaranın merkezinden.

    zaten bi önceki sıçışımda, bakkaldan aldığım 5 litrelik içme suyunu , klozetin rezervuarına doldurup öyle sıçmıştım.

    neyse günlerden cumartesiydi. öğlen vaktiydi ve artık o gün sular kesin gelecek biliyorduk. buna da güvendim ve daha fazla dayanamayarak içimdeki nefreti klozete boşalttım beyler. tepeleme doldurdum. sonrasında tuvalet kağıdıyla kıçımı silip ellerimi yıkamadan çıktım. Neyle yıkayım amk su mu var. banyonun küçük penceresini açıp banyo kapısını kapattıktan sonra odama geçtim. beklemeye koyuldum. bir yandan suyun gelmesini bekliyorum (musluklar açık, su geldiği anda duyardım yani), bir yandan banyonun kapısını kesiyorum. bizimkiler girmeye kalkarsa engel olacaktım.

    daha sonra dışardan bir kalabalık sesi duydum ve pencereye yöneldim. sokağın başına çankaya belediyesinin su tankeri yanaşmıştı. boş damacanayı kaptığım gibi sokağa fırladım.
    21. yüzyıl türkiyesinde, ankaranın elit bir semtinde, su tankerinin arkasında, şöyle bir manzara vardı beyler.

    http://www.birgun.net/life/1264822816.jpg

    vay aq diyerekten suyumu alıp eve döndüm. eve geldiğimde direk banyoya gittim. suyu klozete dökmeye başladım. suya hiçte benzemeyen bu sıvıyı klozete döktükçe banyoyu mazot kokusu sardı. mazot kokusunun tak kokusunu bastırması sanırım belediyenin bir hizmetiydi.

    sonrasında sular geldiğinde, 2 gün kan renginde aktı. bu da böyle bir anımdır.
    ···
   tümünü göster