1. 1.
    +29 -4
    Oyun oynamaya çıkmanın tek şartı hava kararmadan önce eve dönmekti bi zamanlar. Cep telefonu yoktu ve hiç kimse nerelerde gezdiğimizi bilmiyordu. Bir sürü yaramız, kırılmış kemiğimiz ve kırılmış dişimiz vardı, fakat hiçbir zaman birileri bu yüzden mahkemeye verilmiyordu, kendimizden başka kimse sorumlu değildi.

    Steril su şişelerinden değil de bahçe hortumundan yada muhtelif başka kaynaklardan su içiliyordu. Bolca tatlılar ve tereyağlı ekmekler yiyorduk, ve gerçek şekerli içecekler içiyorduk ve hiç kilo sorunumuz olmazdı çünkü hep dışarda oynardık. Dört çocuk bir limonatayı paylaşabiliyorduk, aynı bardaktan içebiliyorduk ve kimse bu yüzden ölmüyordu. Playstation, Nintendo 64, X boxes, video oyunlarımız, 99 kablolu kanalımız , Dolby surround, cep telefonumuz, bilgisayarımız, Internet de Chat odalarımız yoktu. Onun yerine arkadaşlarımız vardı bolca. Yürüyerek veya bigiblet ile uzakta oturan arkadaşlarımızı ziyaret edebiliyorduk, kapılarını çalıp hatta çalmayarak içeri girip onları oyun oynamaya çağırabiliyorduk.

    Evet dışarda, o acımasız korkunç dünyada! Korumamız olmadan! nasıl mümkün oluyordu bu? Tek kale üzerine maç yapardık ve birisi takıma alınmadığında pgibolojik travma oluşmuyordu ya da dünyanın sonu gelmiyordu. Bazı öğrenciler diğer öğrenciler gibi başarılı olamayabiliyor ve sınıfta kalabiliyordu. Fakat bu yüzden kimse Pgiboloğa ya da Pedagoğa gönderilmiyordu. Kimsede Dislexia, konsantrasyon sorunu veya hiperaktivite yoktu. Basitçe o okul yılını tekrarlıyordu.

    Özet: okuyun amk

    http://youtu.be/IbstijAmj-8?t=28s bu şarkıyı dinleyip okuyun.
    ···
   tümünü göster