haci sakir

dürüstlüğünden, ssk görevi zamanında elinden gelenin en iyisini yapmış olduğundan kuşku duymadığım parti başkanı. ssk zararları, demirel'in özal'ın zamanında çıkartılmış günü kurtarma yasaları nedeniyle (erken emeklilik vb) oluşmuştur, bu konuda kılıçdaroğlu'na ciddi bir eleştiri getirebilecek kimse yoktur. nitekim ssk'nın (şimdiki sgk'nın) kronikleşen sorunları hâlâ çözülmeye çalışılıyor ama sıkıntı geçmiş değil. o nedenle mezarda emeklilik gibi çalışmalar zaman zaman gündeme geliyor. neyse, dağıtmayalım. nazlı ılıcak hanım da kılıçdaroğlu'nun ssk yöneticiliği için laf etmeye çalışmıştı ama arkası gelemedi bildiğim kadarıyla.

kemal kılıçdaroğlu haram lokma yemeyecektir, inanarım, güvenirim. dürüstlüğünden ödün de vermeyecektir, buna da inanırım, güvenirim. ama chp başkanlığı'na gelirken -deniz baykal'ın tersine- bir iktidar programı varmış gibi görünüyorken, geldi geleli bu konuda doğru dürüst tek bir bilgi verilmemiş olmasını anlayamıyorum. bu noktada güvenim zedeleniyor. 12 eylül 2010 anayasa değişikliği referandumu'na iki aydan az bir zaman varken, referandum sonrası gündeme gelebilecek bir erken seçim sözkonusuyken her iki alanda da chp kitlelere derdini anlatmak zorundayken, "siperde çömelmem!" gibi sığ laflar zaman kaybından başka bir şey olmuyor.

kaset skandalı gibi bir olay patlak vermese, daha kimbilir kaç sene baykal'ı görecekti bu millet o koltukta. "başbakan en iyi yandaş-muhalifini kaybetti, üzülmüştür." dendi, çünkü dürüst de olsa baykal'ın yaptığı havanda su döğmekten ibaretti. hazır böyle bir "şans" yakalanmışken ve zaman kısıtı önünde duruyorken, kılıçdaroğlu ve ekibinin belge açıklamak ya da slogan üretmekten daha aktif olmasını beklemek hakkımızdır sanırım. belgeleri sunması ve yargıya devretmesini küçümsemiyorum elbette, ulusun zararına uygulamalar öğrenilmeli ve hukuk tarafından değerlendirilerek gerekirse cezalandırılmalıdır ama başbakanlığa oynamak bunlardan fazlasını gerektirir.

kendisine güvenenlerin güvenini boşuna çıkartmamasını umuyorum.