akpli kardeşlerimi sohbete çağırıyorum

10,5 yılda 3.kez seçilen bir parti , ne askeri vesayet ne de bürokrasiden beslendiği için, tam aksine bu dinamikleri siyasi hayatın içinden ayıkladığı için toplumdaki statülerini kaybeden kitleler tencere tava sokaklara çıkıyorlar.
Anlaşılır bir durum bu.halk halk derler ama seçim ve referandumdan uzak dururlar.
Başörtülü eger ninense sorun yoktur, evinde örgü örerse sorun yoktur, temizliğe giderse de sorun yoktur onlar için.
Jipe binmemelidirler ,sosyal aktivitelerde görünmemelidirler, operadan baleden zaten anlamamalıdırlar, anlasalar operaya mescid istemezlerdi!
Demokrasi, çoğunluğun azınlığa tahakkümü değildir bu doğru ,demokrasi sadece seçim demek de değildir.
Ama demokrasi, azınlığın çoğunluğun hassasiyetlerini, değerlerini ve seçimini hiç umursamadığı bir sistem de değildir.
DGM ler vardı ne oldu onlara..
15 sene önce başörtüsü ile özgürce üniversiteye girilsin diye Beyazıt meydanında coplanırken kimse taleplerimizi dinlemiyordu.
Bırakın talebi, kimse çıtını çıkaramıyordu.
Tazyikli su ve biber gazıyla değil, başka türlüydü muamele yapılırdı o zamanlar.
Şimdiki tv dizilerinde bölüm başına 30-40bin TL alan oyuncularda bizimle değildi.
Malatya'da başörtüsü mağduru bir anne üç kızıyla beraber idamla yargılanırken de kimse özgürlükleri için çırpınmıyordu.
Şimdi hiç olmazsa insanlar özgürce tepkilerini dile getiriyorlar.
Çünkü şu an Yeni Türkiye de yaşıyoruz, Eski Türkiye geride kaldı.
Yabancıların bizi hep Hasta Adam olarak görmek istemeleri şaşılacak şey değil , önemli olan bizim ülkemizi nasıl görmek istediğimiz!