1. 2701.
    +3
    Başıma ne gelirse gelsin aradığım ilk insanın adı ekranda, parmağım yeşil arama tuşunun üstünde caddenin ortasında yağmurlu ayazda dikiliyodum. Vücuduma bi titreme geldi Refleks olarak parmağım ekrana dokundu ‘vedat aranıyor’ sonra geri kırmızıya basıp aramayı iptal ettim. Her zamanki gibi dermanı yine şişe dibinde arayacaktım. Etrafıma baktım ve sahil kenarına gitmeye karar verdim.
    Merkezdeki sahil kenarı daha farklıydı. Tamamen yüksek betonla örülüydü sahil kumu hiç yoktu ve yaklaşık bir kilometre boyunca bu duvar uzanıyodu. Yer yer balıkçılar oltalarını atmış duvarı döven dalgaların içinden vobla yakalamaya çalışıyolardı. Vobla balığı volga nehrinde yaşayan bi balık türü. Genelde bahar aylarında çıkarlar piyasaya ve kuzeye doğru göç ederler. O sırada nehrin yüzeyinde sudan çok balık görürsünüz. Ama bahara daha vardı, vobla azdı daha çok diğer tatlı su türleri vardı. Üzerlerinde yağmurlukla bi yığın balıkçı su dolu kovasını doldurup akşama vodkanın yanına katık edebilecek meze avlıyolardı.
    200ml lik küçük şişede satılan vodkalardan aldım ve balıkçıların seyrek olduğu bi yerde ayaklarımı nehire doğru sarkıtıp duvarın üzerine oturdum. Dalgalar öyle şiddetli çarpıyodu ki bazen sular tabanlarıma kadar sıçrıyodu. Nehrin üzerinden büyük buz kütleleri karga ve martılarla akıp gidiyolardı. Soğuğa aldırmadan paltoma iyice sarıldım ve köprü altı şarapçı adamlar gibi iç cebimdeki vodkayla hafif mertep demlenmeye başladım. Yanı başımda bi balıkçı kovasını baya bi doldurmuştu arada bi yan gözüyle beni kesiyodu. Şapkasını taka nuri gibi takmış soğuğu hissetmemek için arada elli-yüz kanyak vuran klagib bi rus. Oltasını salladı ve bi şey söylemek için boğazını temizledi.
    -Sen veliki pötr ün astrakhana gelişini bilir misin?
    ···
   tümünü göster