1. 3026.
    +3
    en önemli itiraf: öğrenciyim.
    bu yıl yapılan sınavlar berbat geçti. iyice moralim bozuldu. yaz ayı da gelince etraf akraba dolacak. herkes soracak sınav nasıl geçti diye. kötü geçti desen, ne kadar kötü geçti? derler. iş uzadıkça uzar. bir de sonuna sen aslında zeki bir çocuktun. eklerler. bu aslında meğer sen geri zekalıymışsın demektir.(geri zekalı ayrı yazılır, onu da itiraf edeyim) şimdi iş arıyorum, yazın çalışabileceğim bir iş. para biriktirip tekrar bir dershaneye gitmem gerek. benim gibi tecrübesize iş vermeyeceklerine göre seneye dershaneye gitmeden çalışmam gerekebilir. ömrümden bir yıl daha boş yere eksilecek. (tek cümlenin anlamı ne kadar da geniş. insanın kısacık ömründen bir yılın boşa geçmesi... aslında ne kadar taktan yaşadığımızın kanıtıdır.) yine başarılı olamayacağım ve sonra ne olacağını bilmiyorum. tekrar bir işe girmeye çalışırım muhtemelen. girerim de. asgari ücretin biraz üstünde bir maaşla tüketirim hayatı. birini seversem ve o birazcık rahat bir yaşamistiyorsa onu unutmak zorunda kalırım. çünkü o rahatlığı ona veremem. içimde bir ukde olarak devam ederim hayata.ya bir mucize olur parayı bulur, mutluluğa kavuşurum -kim ne derse desin hayatta para olmadan mutlu olunmaz, mutlu gibi görünülür- ya da küçükken kağıda yazıp öğretmenime verdiğim hayallerim suya düşer. bilemiyorum, bilemiyorum. hayatın akışını nasıl düzene sokacağımı bilemiyorum.
    tüm bu naçizane itirafımı düşündükçe, neden istediklerimi gerçekleştiremediğim bir hayatı yaşıyorum? diye soruyorum. bu soruya birçok cevap verilebilir. kimi akepe der kimi faiz lobisi kimisi yazgı der geçer. bu sorunun cevabı bence 'özgürlüğün para etmemesi'dir. eğer hayatı istediğim gibi yaşamaya kalksam arkeoloji, zooloji, sanat tarihi, varsa hala kütüphanecilik, hatta su ürünleri bile okurum. çünkü doğadan bağımsız yaşamak, sanata yüzümü dönmek, kitaplardan uzak kalmak beni çürütüyor. (sanmayın ki sabahtan akşama kadar sergilerde, atölyelerde, kütüphaneler takılıyorum.) ulan bak işte, zavallı halimi gör. eğer hayatı istediğim gibi yaşasam üniversiteye gitmezdim ki! işte bu kadar işlemiş ruhuma 'toplum prangalarıyla yaşamak'. esaretin bedeli filminde uzun süre hapishanede kalmış bir kahraman dışarı çıkınca hayata uyum sağlayamayıp intihar etmişti. ben de onun gibi oldum. ben olamıyorum. sen olup empati kuramıyorum. dikte edilenleri farkında olmaksızın kabul ediyorum. sadece ben değil siz de kabul ediyorsunuz, siz de farkında değilsiniz. çok uzadı, bitsin artık şu yazı. inciciler için özet geçiyorum: mevlana demiş ki, sen bensin, ben de sen
    not: konudan konuya atladım, türkçe kurallarına dikkat etmedim, anlaşılmaz bir üslupla yazdım, devrik cümleleri abarttım, bu genç yaşta ahmet haşim gibi karamsar takıldım, uzun süredir sözlükte yazmadığım için her cümleye büyük harfle başladım. bu küçük itiraflarla bitiriyorum.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster