sözlüğün orjinal adamı ve rusya hayatı

Yurttan yanıma biraz eşya alıp vedatın yanına geldim. Onu teselli etmek, zor günlerinde yalnız bırakmamak için ona destek olmaya karar verdim. Zaten kendisi de demişti, beni bırakma diye. Bunu o kadar içten ve acılı bi şekilde söyledi ki o an yıllardır tanıdığım kocaman adamın gardının düştüğünü, yeni dağılmış Sovyetler birliği gibi aşırı savunmasız olduğunu gözlerimle gördüm. Ruh gibi bi hayat yaşamaya başladı. Olay olduğunda ekim sonuydu, bi daha ilk dönem sonuna kadar derse gitmedi. Okula gidip bütün hocalarla onun için konuşmaya çalıştım. Özellikle dekana gittim, durumu izah ettim, bi gönül meselesi ama geçecek, siz durumu idare edin nolur dedim. Bi kaç hoca anlayışla karşıladı, özellikle ikimizinde ortak derslerine giren hocalar benim okuldaki iyi durumumdan dolayı vedatın kredisini uzattılar. Kendimi övmek için söylemiyorum, okulda birisi için başkalarından yardım dilendiğim hiç olmadı. ilk defa birisine kefil olduğumu görünce etrafımdakiler de şaşırmıştı. Rektör yardımcılarıyla istanbulda attığımız turlardan sonra enseye şaplak züte parmak olmuştuk. Çoğu arkadaş türkler de dahil üst divandaki yöneticilerle aramızdaki ilişkileri bildiği için bana gelir, rektör yardımcılarıyla konuşup durumlarını düzeltmem için ricada bulunurlardı. Yüzlerine karşı hiç bi zaman söylemedim ama ‘bırakın ne hali varsa görsün, hem ders çalışma hem de sınavdan kalmamak için hocaya yalvar’ şeklinde yorum yaptığım çok olmuştur. Bu yüzden ilk defa birisi için kendi popülaritemi, ağırlığımı kısaca kredimi tükettim. ilk dönem 6 perezidaçiyle vedatı geçirdiler. Normalde üç oldumu sınıf tekrarı, eğer ekzamense okuldan atılırsın. Yani kısacası illegal bi şekilde durumu idare etmeye çalıştım. Ayrıca kendi derslerim ve diploma tezinin stresi de üzerine binince vedatla birlikte çok zor günler geçirdik.
Geceleri sabaha kadar koridorda sigara içmekten ciğerimiz soldu. Dağ gibi göbekli adam eridi gitti. Onunla bilerek aynı odada kalıyodum. Bazen baş ucundaki yataktan uyumadan onu takip ediyodum. Çoğu zaman sabaha kadar uyumazdı. Tavanı seyrederdi, bazen de aniden yerinden sıçrar sağa sola bakınır geri uzanırdı. Kendi işlerimle meşgul olmak için bazen yurda dönerdim ama iki gün geçtimi direk başlardı, senden başka kimsem kalmadı, beni yalnız bırakma, tülaaay nolur geri dön diye.