ingiliz dili ve edebiyatı

lan pm yağdı. buraya genel bi bilgilendirme şeysi karalayayım bari. ide düşünenler için.

1) öğretmenlik mi dil edebiyat mı?

tabii ki dil edebiyat. mal mısınız amk? eğitim fakültesinin içi bomboş. edebiyattan da öğretmen olmak mümkün, formasyon kalktı yeaaaa muhabbetine girmeyin, sürekli değişiyor o. hem edebiyatın insana kattıkları, ortamı inanılmaz. öğretmen ne olm?

2) dil edebiyat okuyup nolcam lan ben?

bölümden filolog olarak mezun oluyosun. bi tak olmuyosun yani aslında. işsizsin. dergilerde editör olçam ben diyen, okulda akademisyen olucam doçent zütü yalıcam diyen nerdler her zaman her yerdeler. ama gerçekçi olalım, aslında hiç bişeysin. gel gelelim ki, bankacı olan arkadaşım var, turkcellde üst düzey yöneticilik yapan akrabam var, turizm acentesinde genel müdür olan tanıdığım var, hepsi ingiliz edb mezunu. yani söyleyeceğim şu, çok sağlam bi ingilizceyle mezun oluyosun, yanına güzel bi dil daha eklesen, sağlam bi master yapsan, her yere atarsın kendini. bu tamamen sana kalmış. ben ispanyolcaya başladım mesela, kısmet.

3) bölüm zor mu?

adamın ağzına sıçıyor. deli anlamda kitap okuyup bloglarda artist yazılar yazan manyaklardan olmadığın sürece zorlanacaksın dostum. edebiyat adı üstünde, sınavların hiç birinde net cevaplı sorular sorulmuyor, senin yorumunu okuyor hocalar. formül ezberleyip geçebilseydik keşke. 1 sayfa critical essay yazıyosun, 01 veriyor hoca çat diye. sen de orda kendini bıçaklıyosun sinirden. bu yüzden vakıf üniversitesi tavsiye etmiyorum bu bölümü okuyacaklar için. girin güzel bi devlete, yayıla yayıla, kala kala bitirin okulunuzu. hiç kalmayıp 22 yaşında mezun olsanız napcaksınız sanki? hayatınızın en güzel yıllarını kızıl saçlı dilci kızlarla geçirmek varken, moron patronunuzun suratını mı izliceksiniz, bu mudur? kendinize gelin lütfen.

4) üniversitede kızlar teklif ediyor mu?

hayır. ama open-minded insanlar genelde. iki kesiştikten sonra kızın yanına gidip, yaaa semra hoca son derste ne işledi? diye sorup, sevişebilirsiniz.