1. 26.
    +4 -2
    Ali’nin yaşadıklarını, babası Şahap Korkmaz BirGün’e anlattı.

    Ali’nin 2 Haziran gecesi yaşadıklarını, arkadaşlarına anlattıklarından ve sizle yaptığı görüşmelerden biliyoruz. O gece neler oldu?

    Ali’nin abisi üniversiteyi Eskişehir’de okumuştu ve o dönemde kentte hiçbir olay yaşanmamıştı. Bu yüzden, Ali Anadolu Üniversitesi’ni kazandığında çok sevinmiştik. Ama istanbul’da Gezi Parkı’nda, Ankara’da, izmir’de ne yaptılarsa, polis burada da aynı sertlikte davrandı. Oğlum siyasi olaylara karışan, eylemlere katılan biri değildi. O günlerde arkadaşlarıyla ev taşıma telaşındalardı. Yeni bir eve taşınacaklardı ve kontratı imzalayıp kendi evlerine döndükleri sırada o akşam yapılan yürüyüşü görmüşler. Merak edip yürüyüşe katılmışlar ve kısa bir süre sonra yürüyüş grubunun arka tarafından polis saldırmış.

    Ali’yi ara sokaklarda darp edenlerin, diğer polis birimleriyle eşgüdümlü çalıştığını düşünüyor musunuz?

    Polisin yürüyüşe müdahalesi ve sonradan yaşananların tamamen planlı olduğu görülüyor. Ana caddede polis, yürüyenlere gaz sıkıyor ve çocuklar mecburen ara sokaklara kaçıyorlar. Ara sokaklarda da sivil giyimli, eli sopalı kişiler çocuklara saldırıyorlar. O kişilerin kim olduğunu tam olarak bilmiyoruz; sivil polis olduklarını düşünüyoruz ama aralarında polisle birlikte hareket eden sivil vatandaşlar da olabilir. Tek bildiğimiz, Ali’nin bilinci açıkken bir arkadaşına, kafasına copla vurulduğunu söylemiş olduğu. Talihsizlik, Ali gazdan kaçarken onların bulunduğu sokağa giriyor. Gaz atan çevik kuvvetlerle eli sopalı grup arasında kalıyor. Oğlumu o kadar vahşice dövüyorlar ki…

    Daha sonra hastaneye gitmeyi nasıl başarmış?

    Sopalarla yapılan saldırıdan sonra dayak yediği yerde bayılıp kalmış. Bir süre sonra kendine gelip doğrulmuş ve eve gitmeye başlamış. Sonra eli sopalı başka kişilerle karşılaşmış ve yine dayak yemiş. Bitap halde bir otobüs durağına gidebilmiş ve orada kendinden geçmiş. Bir süre sonra arkadaşları onu tesadüfen bulmuşlar ve hemen hastaneye zütürmüşler. Anadolu Üniversitesi’ne bağlı Mavi Hastane’ye gitmişler ama orada röntgen ve tomografi cihazı olmadığından Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne sevki yapılmış. Oradaki doktorlar Ali’ye şöyle bir bakıp, “Seninki adli vaka, git karakolda ifade ver öyle tedavi olursun” demişler. Ali ısrar edince, “Omzunda ezik var. Sen eve git, bu morluklar geçer” demişler. Hâlbuki başına darbe aldığını da ifade etmiş. “Ben çok iyiyim, eve gideceğim” dese bile bırakmayıp müşahede altına almaları gerekirdi. Bunlar nasıl doktor, nasıl insan evlatları? Göreve başladıkları zaman Hipokrat Yemini etmediler mi?

    Yani o gece kendisine herhangi bir tıbbi müdahale yapılmadı mı?

    Biz Ali’yi ilk gördüğümüzde vücuduna bakamadık, içimiz parçalandı. Yüzü gözü şişti; tüm vücudu vuruk ve morluklar içindeydi. O doktorlar onun o halini görmelerine rağmen polis ifadesi olmadan tedaviyi kabul etmemişler. Ali 14 yaşındayken ciddi bir kalp ameliyatı geçirmişti ve kalp rahatsızlığından ötürü hâlâ kan sulandırıcı ilaç kullanıyordu. Dövüldüğü sırada dişi de kırıldığı ve yerinden çıkmak üzere olduğu için, kanama başlarsa durduramayacağı korkusuyla hastanenin önünden ayrılamamış. Tüm geceyi hastanenin önündeki banklarda geçirmiş ama yine de muayene bile etmemişler. Sabah olup bitkin düşünce eve gidip yatmış ve akşama kadar uyumuş. Saat 17.00 sularında telefon ettiğimizde, dilinin ağırlaştığını, düzgün konuşamaz hale geldiğini gördük. Beyin kanaması geçirmekte olduğunu anladık ve yeniden hastaneye gitmesi gerektiğini söyledik. Kuzenleriyle birlikte yeniden Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne gitmişler ancak beyin kanaması şüphesine rağmen hastanedekiler Ali’ye ısrarla karakola gitmesi gerektiğini söylemişler. Mecburen karakola gitmişler; bu sefer de karakolları gezmeye başlamışlar. Kendi imkânlarıyla, Ali o halde olmasına rağmen yayan halde karakol karakol gezdikten sonra ifade vermeyi bir şekilde başarabilmişler ama bu işler sırasında iki saat daha geçmiş.

    Dili dönmezken nasıl ifade verebilmiş?

    Bilmem! Ne yapsınlar, muayene etmiyor hastanedekiler! Kuzenleri Ali’yle berabermiş ve bir şekilde ifadesi alınmış. Böylelikle doktorlar muayene etmeyi kabul etmişler. Çekilen röntgende omzunda kırık olduğu, kafa tomografisinde ise beyin kanaması geçirdiği tespit edilmiş. Hemen Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne göndermişler. Ali eli sopalı gruplardan Pazar gece dayak yedi, tedavisine ise Pazartesi akşamı saat 23.00’te başlandı. 20 saat boyunca hiçbir tıbbi müdahale yapılmadı yani.

    http://www.birgun.net/act...3&month=07&day=03
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster