hayatında hiç yarrak yalamayan erkek ibnedir

düşünün bir kere;

yar - rak!!!

telaffuzu bile heybetli, tıpkı kendisi gibi. öyle muazzam bir uzuv ki, semanın en üst mertebesine ulaştırır ademoğlunu. öyle mert, öyle asil, öyle dirayetli bir uzuvdur ki, yalamaya, kemirmeye, sömürmeye doyamazsınız.

hele bir de babanızın köyden yolladığı halis muhlis anzer balına bandırılmış izbandut gibi bir yannanı, bademciklerinize kadar içinize aldıysanız, bir daha; zinhar, kat'a, asla vazgeçemezsiniz bu harikulade lezzetten.
3 sene canlı delik görmemiş, benekli kökünden yumrulu başına doğru kabaran mosmor kafalı parlak damarlı erekte vaziyetteki bir yannanın üzerine yavaşça çömelmek, nemli kafasını züt çenetlerinin iç yarı alanına bakan dilimlerine doğru oval ve bölgesel hareketlerle terbiye edip, kendi yannan başınızı canhıraş bir hamleyle göbeğinize doğru çekip var gücünüzle abanarak şlap diye tamdıbını züt tünelinizden dübür büzüğünüze kadar ver etmek. akabinde ve detayında seri gitgellerle o köhne yannanı eski parlak, şaşalı günlerine döndürmek. bu tadı, bu hazzı, bu çeşniyi, sadece çıldırmış şairlerin titreyen mısralarında ve bahsini ettiğim bu mağrur yannanta bulabilirsiniz beyler.

ne? biri bi şey mi dedi? am mı dedi? duyamadım? yooo beyler yoo. gelin biz bizeyiz burada. vıcık vıcık, eciş bücüş, apık sapık am denilen rezilliği, muson yağmuru yemiş paslı balkon demiri gibi kokan o am denen kepazeliği, 17 cm'lik topal bir muhtar yannanına tercih edeceğinize beni inandıramazsınız. inanmam, sizler de inamıyorsunuz çünkü. kendinizi kandırıyorsunuz.

not:ALINTIDIR