1. 1.
    +1
    ay senin dünya benim hesabı gezen o karılardan birine rastladım, ama boyu bizden kısaydı. Ancak çok güzeldi. Bir gözünün içinden nehirler, şelaleler akarken, öbür gözünde açel-yalar açıldı. Anında özel bir formül yaratıp çok kolay yedim onu. Uzaydaki manitaların bile problemleri
    aynı."
    Devetüyü paltolarını sırtlarına atmış, siyah ke-digözlükleri, dibi zıvanalı purolarıyla son model ara-balarından inen kumarbazlar Orso'nun mekânına dalınca, bitirimlerin coşkuyla başlayan sıcak yaz gecesi titredi. Kumarbazlar, bellerindeki agiri sadece oyun kuracaklan rakiplerine her zamanki palto açıp kapama hareketiyle gösterdikten sonra, Kolera'dan uzun gölgeleriyle geçerek kahvenin sota katına çıkıp yılanlar gibi kumara daldılar.
    Gıli Gıli Salih, annesinin yolup pişirdiği güvercini mideye indirdikten sonra, uyumak için evin teras katına yumuşak adımlarla çıktı. Reco, evde sadece babasının oturduğu antika koltuğa yayılmış, elindeki çizgi romanın en heyecanlı karelerini, roman kahramanıyla aynı tehlikeleri, zevkleri paylaşarak okuyordu. Berber Ali'nin ışık hızıyla Reco'-nun gözüne yansıttığı ateşli bakışları, Reco'yu onluk çivi gibi koltuğa çaktı. "Ulan geri zekâlı! Biraz kardeşine çeksen olmaz mı? Elinde bir kitap, it gibi okuyorsun vıttırı zıttırı şeyleri. Bir gün de okul kitaplarına böyle çalışsan, her seneki gibi beş zayıfla, sulu gözlerle gelmezsin. Kalk! Gözüm görmesin salak oğlu salak... " Reco, babasının aslan kükremesi sesinden korkup öksüz çocuk misali koltuktan kalktı. Dağılmış duygularını odada bırakıp kadife gözyaşlarıyla tek dostu yatağına kuzu gibi serildi. Gıli Gıli Salih, odasında sıcaktan uyuyamadı. Yarım uykulu gözlerle odadaki halıyı balkona serip sırtüstü yattı. Yattığı yerden yıldızlarla, ayla oyunlar oynayıp dalmaya çalıştı. Tüm bunlara rağmen uykusu gelmeyince gecenin bir yarısı kalkıp balkonda bir hayal gibi dolaşmaya başladı. Uzay boşluğunu acemi bir kameraman gibi tarayan gözleri, beynindeki yönet-
    menin emriyle Kolera'nın taş binalarına doğru isteksiz isteksiz süzüldü. Balkonun karşısındaki evlerin içindeki manzarayı görünce afallayıp odaların içine zum yaptı. Şakır şukur sevişen insanları tül perdelerin gerisinden zevkle seyre daldı. Gözleri zaman zaman alemci bir lombağın gözleri gibi dışarı fırladı. Kulağına gelen siren sesleriyle bakışlarının istikametini sokağın altlarına doğru yöneltti. Aşağıda on, on beş çıplak kadının panter gibi koştuğunu, arkalarından gelen zarbo arabasının siren çalarak kadınları son gaz kovaladığını, tek şahit olarak gördü. Geceye yayılan yanık insan kokusundan mah-murlaşan Gıli Gıli, duygularını yumuşatmak için balkondaki kırık kiremitlerin arasına sakladığı ojesini çıkarıp defalarca soludu. Oje kokusu ruhuna yayıldıkça gövdesi hafifledi. Halının üzerine tüy gibi düştüğünde, hayat kadınlarının çığlıkları ve zarbo-ların cop sesleri, hızlı şoförlerin acı patinaj seslerine karıştı.
    Lağım suları ve fare sürüleri uyuduğunda, Kolera Sokağı'nın gece gündüz yaşayan herifleri, barakaların arasından uzayıp pavyonlara, düğün salonlarına doğru vurdular. Aletlerini dokuz-sekiz ritminde tırmalaya tırmalaya geçtikleri kuytularda, Malbuşçu ve cıgaracı kadınlar, iskambil kâğıdı gibi kırıtarak oynuyorlardı.
    Kara şoparlar, hayatın maske takmış yüzünü her gece düşürmeye, gerçek yüzünü çıkarmaya sanki doğuştan kararlıydılar. Gıli Gıli Salih, rüyasında Şenol'un gözüne saplanan okla boğuşurken, kara şoparlar, tenlerinin karalığını gecenin karanlığına yedirerek taş sokaklara sis gibi girdiler. Kucakların-daki kedileri okşaya okşaya balkonlu ve teraslı evlere doğru yürüdüler. Esrar ve ekmek paralarım zaval-
    h tekirlerin sırtından kazanıyorlardı. Şoparlar Berber Ali'nin evinin önünde duruzladılar. Berber Ali'nin karısı imine'nin camdan sarkıttığı halı, sokak lambasının ışığında parlamaktaydı. Kediler, kendilerini birden iki buçuk metre yukarda buldular. Tırnaklarını can havliyle halıya
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster