1. 1.
    +8
    sözlükte vakit geçiriyorum sıkıntıdan.ne iş var ne güç var ; tam çalışan işsizleri oynuyoruz o günlerde.o başlık senin , bu başlık benim derken sağ tarafta olan biten ışığının yandığını gördüm."hangi bin boş boş yazdı" yine diye düşünürken kendimi olan bitende buldum. sadece bir youtube linki paylaşılmıştı ; boşluğuma geldi bastım."Huzur" adıyla paylaşılmış bir video ; 2 tane haşmetli abimiz sıcak sıcak öpüşüyor... aklınıza geldi di mi o huur çocuğu ?? olan bitenin ışığını yakan bıyıklı genç forvet idi.

    kapatamadım videoyu beyler ; elimi gibseydim ofiste de o linke tıklamasaydım. aşağı doğru inip yorumlara bakmak istedim. bıyıklı'ya küfür edenler mi dersinn , tahrik olanlar mı dersin ; her tipp var. yorumlara da biraz bakındıktan sonra kapattım.

    aradan yarım saat geçti ve bir mail aldım."toplantı odasına gelir misin " yazıyordu sadece. Mail yöneticim izzet beyden gelmişti. korktum beyler , aklımdan "bu muallakler yol verecek kesin" diye düşüne düşüne toplantı odasının yolunu tuttum ufak adımlarla. içeri girdim , oturdum. izzet Bey ayaktaydı ; projeksiyon perdesinin önünde. Laptopı bağladı ve görüntü gelir gelmez ; sanki oturduğum koltuk delinmişte alttan zütüme buz taneleri ittiriyorlarmış gibi hissettim. screen saver'dan ekran görüntülerimi almışlar beyler...

    Bildiğiniz ekranda 2 tane bıyıklı abinin öpüşürken videosunu izlerken yakalanmıştım. ortaya mantıklı bir cümle çıkaramıyordum ; açıklamaya kalksan daha beter sıçtın."ee inci sözlükte , bıyıklı da " falan demeye kalksan adam zütünün her bir hücresiyle güler.

    sessiz sessiz oturmuş ne desem diye düşünürken izzet bey bana doğru yaklaştı.tam karşımda ayakta duruyordu ; o kadar yakındı ki ışıklandırmayı tüm bedeniyle kapatmış , bedenim onun gölgesinde sıkışıp kalmıştı. bana doğru eğildi ve taşşaklarımı avuçladı beyler... Şok olmuştum , zaten konuşamayan ben artık nefes bile alamaz olmuştum utançtan.

    5 kelime çıktı ağzından ; "aynı sıcaklığı yaşamak ister misin delikanlım ?"

    Kan beynime sıçradı o anda.tam yanımda duran sehpaya ilişti gözüm. sehpayı tek elimle tuttuğum gibi kafasında parçaladım beyler, bayıldı oracıkta muallak.tak çuvalı gibi toplantı odasının ortasında yığıldı kaldı.

    O an şirkette ki son günüm olduğunu anladım ve bunun tadını çıkarmam gerektiğini farkettim.onu orada bırakıp hemen mutfağa koştum.iri bir muz seçip kendime hemen odaya döndüm. başladım muallakyi soymaya.. projeksiyon perdesini de duvardan indirip güzelce yere serdim. sürüklüye sürükleye projeksiyon perdesinin üstüne yatırıp bunnu iyicee zeytinyağlı dolma gibi sardım beyler. muzu güzelce soyup ağzına sokup hemen çıktım oradan.

    Arkamdan konuşulacağını bildiğim için açıklama yapma gereği duyduğumdan olsa gerek ki ; ofisin ortasında masanın üzerine çıktım ve haykırdım tüm gücüm ve sesim ile , sanki tecavüze uğrayan bir kızın son çığlıkları kadar sesim çıkıyordu ; BEN muallak DEĞiLiM...

    ofiste ölüm sessizliği oldu adeta. herkes işi gücü bırakmış bana bakıyordu.ama yetmezdi beyler ; kanıtlamam lazımdı. kafamı aşağı doğru eğdiğim de burcu'yu gördüm. tüm şaşkınlığıyla ağzı açık bana bakıyordu. ağzının açık olması beynimde şimşekler yarattı. çıkardım yannanı tuttum saçından beyler. soktum ağzına , arada çıkartıp cezalandırmak amaçlı suratına vuruyorum falan. insanlar soğukkanlılık ile olan bitenleri çıt çıkartamadan izlerken ; kafamda bir acı hissettim.. gerisini hatırlamıyorum , bayılmışım. burcu'nun nişanlısı bin mehmet kafama printer ile vurmuş.

    şuan hastanedeyim.tek kolumu yatağa kelepçelemişler , diğer kolum 4 yerden kırık. insanlar engelleri gördükçe kendini geliştirmek için fırsat buluyor sadece ; bunları ayak parmaklarım ile yazdım beyler.

    özet : yeter ki kaldırımlar kimseye engel olmasın ; gerisi kolay !
    ···
   tümünü göster