cin düğününe davet edildim

benim için tam bir hüsran oldu bu karşılaşma. neye üzüleceğiimi bilemedm. byle bir tepki aldığıma mı hocamın, çocuklarının öldüğüne mi.yurda doğru yola koyuldum.tam kampüsten çıkarken güvenliğin orda ahmet arkamdan koştu. kanka nabtın dedi. yurda gidiyorum kardeş bitti mi ders dedim. evet bitti bende yurda gidiyorum hadi minübüse binelim ddi.

yurda vardık. uzandım yatağa .okulda olanları düşünüyrum. ahmet de ona bişeyler anlatmamı bekliyor hiç anlatasım yoktu.o ara dalmışım zaten. rüyamda geceydi,ayy gökte hiç lmadığı kadar parlaktı ancak rengi koyu maviydi. hava çok basıktı. yerde çöl yılanları akrepler vardı. yürümeye başlamıştım. etrafıma bakıyordum. dümdüz çöl gökte mavi bir ay.masallaraki gibi bir ortamdaydım. kulağma fısıltılar geldi yine .ne dediklerini anlamıyordum. yürümeye devam ettim. karşıda biiri belirdi. yaklaşıyordu git gide

daha da yaklaştı. uzun boylu sarıklı yüzü kapalı sadece gzleri açıktı. arkasında bir çuval vardı. gözlerini daha belirgin şekilde gördüm. ve dehşete düştüm. gözleri simsiyahtı.bu ifridin gzleriydi. çuvalı kaldırıp önüme doğru yuvarladı be arkasını dönüp kaybolana kadar yürüdü. çuvalı hemen açmaya çalıştım. ipini çözüp ağzını açtığımda yere yığılıp kaldım. mehmed hocaydı. kefene sarılmıştı ve mezardan yeni çıkarılmış gibiydi.o ann titreyerek uyandım