küçük esnaf diye diye

ille de küçük esnaf dediler bi ara, hazır kapitalizm konusu açılmışken memleketin gerçeğini de aktarayım.

çok susadım etrafta büfe falan arıyorum, büfeyi gördüm ama orada mini su tezgahıyla bir amca gördüm, dur daha küçük esnaftan alayım diyip ondan aldım suyu, otobüs geldi bindim, otobüsteyken suyu açıp içtim yüzümün şekli değişti, bu ne lan diyip şişeye baktım, buzdan yeni yeni çözülen şaşalın hali şimdi belli oluyordu, bildiğin yerden alınmış kimbilir nerden su doldurulmuş.

simit alayım dedim garibandan, küçük esnaf ya hani o bakımdan, aldım yiyorum bi güzel, sonra ağzıma garip bir tat geldi, o da ne içinden yarak çıktı, tamam yarak değil korkmayın durum o kadar vahim değil ama yemin ederim taş çıktı.

geçen ampul almaya gittim bakkaldan, bakkal diyorum bak, acayip küçük esnaf, bir tane aldım bozuk çıktı, gittim değiştirmeye para iadesi yapmadı başka bir tane aldım paketi açıp baktım sağlam gibi, eve gelip taktım çıt anında uçtu, tekrar zütürdüm parayı vermedi iade de kabul etmedi. sözünü ettiğim şeyler tabi her yerde olur, tutup burada süpermarket savunuculuğuna soyunacak halim yok,

öyle alışveriş yaptığım falan da yok. sadece romantik solculuk bir yere kadardır diyorum. ay aman da kapitalizm, vay babam da kapitalizm diye diye burjuva dediğimiz sınıftan olmayanları (alt sınıf demeye dilim varmıyor) ahlak ötesi canlılar ilan ettik ya, ona yanarım. hatta öyle ironiktir ki hak hukuk mücadelelerinde de çoğunlukla ilk bu canlılar size satırlarla saldırıyor

edit:buda böyle bi dışavurumumdu.