1. 801.
    0
    -lütfen yazacaklarımın alaya alınmamasını ve yazdıklarımın tüm samimiyetimle kaleme alındığını bilmenizi isterim-
    duran toplarin efsane ismi

    öncelikle yazıma işin kökünden yani tanrı'dan başlamak istiyorum.
    tanrı olgusunu en basit yöntemle izah etmeye çalışırsak sanırım tanımların en basiti "yaratan" olurdu.
    yaratan açmaya çalıştığımızda ise bu sığ ve basit kelimenin ne denli büyük anlamlarının olduğunu göreceğiz.
    bunun ispatını ise neyi yaratan sorusunu kendimize sorduğumuzda anlamış oluruz.
    sanırım neyi yaratan sorusunun cevabı bir hayli uzun bu sebepten ötürü çemberimizi daraltalım ve sadece insana bahşedilmişlerden bahsedelim.

    ilk insandan günümüze kadar her insan bir şeylere inanma ihtiyacı duymuştur. bizim sorunumuz bununla değil bizim sorunumuz insanın inanmak için bir aracıya ihtiyaç duyması. işte burada din faktörü devreye giriyor.
    "sizi şekillendiren ve sizin neyi yapıp yapmayacağınızı kalıplar halinde ortaya koyan" dır şeklinde bir tanım yaparsak, sanırım sığ ve yetersiz bir tanım olur lakin bu yanlış bir tanımdır diyemeyiz bu doğru bir tanım olur. peki bu düşünceye göre insana bahşedilmiş olan bazı özellikler saf dışı bırakılmış olmuyor mu?
    örneğin her aklı selim insanda iyiyi ve kötüyü ayırt etme gücü vardır keza her birimiz hissedebilen, düşünce yetisine sahip insanlarız. ve kararlarımızı aklın, mantığın ve hislerimizin ışığında almıyor muyuz? hayır diyenler çıkacaktır ama düşünmeden verilmiş bir cevap olacaktır bu. evet kararlarımız aklın süzgeçinden geçirerek verdiğimize göre kararlarımızın iyi veya kötü, olumlu veya olumsuz sonuçlarınada bir insan düşündüğünde karar verebilir.

    şimdi dinin vazifesinin saf dışı bırakıldığını düşünüyorsunuz ama bu konuda yanıldığınızı söylemeliyim. çünkü akıl ve mantık "bireylerin" esas dinidir. tanrı bunları vermiş ki bize, bir hayat yaşayabilelim. her birimize farklı şekillerde ve farklı boyutlarda tezahür etmiş kimimizde sevgi baskınken kimimizde nefret baskın. ama her birimizde eşit oranda ayırt etme yetisi mevcut. işte tanrı orada. bunu yapma veya bunu yap diyen bir his. kişiye özel. dünyada ne kadar insan varsa o kadarda tanrı var. ama dünyada ne kadar çok insan varsa o kadar din yok. din kişiye özel olamaz, din toplumları veya toplulukları idare etmek için uydurulmuştur ve toplumları idare etmede en etkili silahtır. din tanrı tarafından gönderilmiş olmayabilir burası su zütürmez bir gerçektir benim yaklaşımıma göre tanrı dini en başından beri olması gereken bir şey olarak görmüştür buda sistemin bir parçasıdır.

    bunları neden inci sözlüğe yazdığımı ve bunların burada okunmayacağını düşünebilirsiniz ama istisnalar kaideyi bozmaz derler.

    okuyan panpalarıma teşekkürü borç bilirim esen kalın. fikirlerinizi paylaşmaktan çekinmeyin.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster