alamut

hasan sabbah'ın fikirleri hakikate asla ulaşılamayacağı üzerineydi. yani ona göre bir yaratıcının varlığı ya da yokluğu bilgisine hiçbir şekilde ulaşılamazdı. ama genel halk bu tür belirsizlikleri sevmezdi, sığınacak bir güç ararlar. hasan sabbaha göre peygamberler de bu şekilde düşünüyorlardı. sefalet ve adaletsizlikle can çekişen halklarına acıdıkları için muazzam yaratıcılar ve inananların ve yaratıcının emirlerine uyanların ödüllendirileceği cennetleri uydurdular. hasan sabbah'a ve peygamberlere göre insanların öldükten sonra yüce bir yaratıcıya ya da cennete ulaşacağı kesin değildi. bu dünyada cennet vaadi ve sığınılacak yüce güç fikri, halkı hizada tutuyor, düzene sokuyordu. alamut kitabına göre hasan sabbah bunun bilincine vardığında eski dostu ömer hayyam ile konuşmaktaydılar. insanları koşarak ölüme gidecek derecede kusursuz itaate zorlayacak olan tek şey cennet vaadiydi. hatta cenneti bu dünyada sunmayı düşünüyordu.

gerisi spoiler beyler kitabı okuyun

edit : bu arada romandaki ibni tahir, assassin's creed deki altair ibn lahad'ın ta kendisi olabilir. kitabın dörtte üçü bitti sayılır, kesin konuşamıyorum. çünkü assassin's creed serisi bu kitaptan esinlenilerek çıktı. ilk oyunda altair, verilen görevleri yaptıkça sırayla silahlarını alıyor, daha sonra alamuttaki cennet bahçesi ve kızlarla ödüllendiriliyordu.