1. 1.
    +4 -2
    evet yanlış duymadınız, komşu çocuğunun, her akşam iman tahtasına yatarak şefkat aradığı o buram buram yayla kokan, anadolu bucakları kokan biricik anasının amiyane tabirle dıbına koydum. camdan seslenerek paşa koş bana bir paket camel al dediğim o gürbüz oğlanın süt emdiği bereketli memelerin arasında buldum huzuru. hayat buydu. o plastik topun peşinde tüm gününü harcayan safça veledin otuzuna basmamış anası bir haftadır hayatımın büyük bir kısmını kaplamış durumda. on yedisinde görücü usulü evlendiği ticaret erbabı muhsin efendiye bir sene içerisinde bir oğlan vermiş bu doğurganlığın simgesi, bu kibele soyundan gelme anaç kadın, hiç üzmedi beni, aldı şefkâtli kollarına. kayseriye mal almaya giden kocasının yokluğunda beni sevdi durdu. o hâlâ süt kokan memelerine sürdüm yüzümü, o günahsız velet sokakta arkadaşlarıyla küfürleşirken biz aşkın ateşiyle kavruluyorduk, açmamış bir gülü andıran pembe amı aniden sepken halinde yağan bir yağmurun etkisindeydi sanki, sırılsıklamdı, yanıyordu. hiç sarılmadılar mı sana dedim? gözlerinde aniden yaşlar incileşti. iki elimin arasına aldım yüzünü dur dedim kadın, ağlama. yaklaşıyordu bana daha çok, nefesi 'kırmızı bir kuş' olmuştu. sardı belime bacaklarını, sıkıca, hiç bırakmayacak gibi. ve o gün unutulmaz bir birleşmeydi. sapkın bir din ayini gibiydi.

    edit: diğer mini hikayelerim için:

    (bkz: iğrenç manitamdan aldığım akılalmaz intikam)
    (bkz: taksimde rus bini hastanelik ettim)
    (bkz: zütü kıllı sevglimin kıllarını tutuşturdum)
    ···
   tümünü göster