hz muhammed dönemindeki değişik ilişkiler

birçoğunuz okumadan eleştirdi, lakin aşırıya kaçmadan sorgulamalar yapıp, tarihi gerçeklerin ışığında islam tarihine farklı bir bakış açısıyla yaklaşmaya çalışmıştık naçizane...

dünü idrak edemeden bugünü yaşayamayacağımız gerçeği ile hakaret ve saldırı içermeden çarpık ilişkilerin 2. ayağına geçiş yapalım...

hz muhafazid'in hayatında en tartışılır noktalardan biri eşi aişe ile olan evliliğidir hiç kuşkusuz.
ehli sünnet muaviyecilere göre bu evlilik son derece normaldir ve ayşe hatun o kadar da küçük yaşta değildir.
ben şimdi burada ayşe hatun'un yaşı polemiklerine hiç girmeyeceğim, zaten vereceğim örnekte ayşe hatun'un yaşı da ortaya çıkacak...

ayşe hatun hz muhafazid'i aldattı mı?

bizi hiç ilgilendirmeyen bir durumdur.
lakin bazı kaynaklara göre böyle bir yasak ilişki vuku bulmuş, yine bazı kaynaklara göre bu bir iftiradan ibarettir.
(bkz: ifk olayı)
hicret'in 5. yılında ayşe hatun 15 yaşında iken hz muhafazid'in eşlerinin arasında çekilen bir kura neticesinde eşi ile birlikte sefere çıkma şansını elde eder.
-bu kura çekme olayı islam tarihinde çok önemlidir, hz muhafazid sefere çıkacağı zaman o'nunla birlikte sefere iştirak edecek eş kura ile tayin edilir ve içlerinden bir tanesi hz muhafazid ile birlikte sefere katılır ve ganimetten pay alırdı-

neyse efendim, iş bu sefer esnasında(bu sefer yahudi bir kabile olan müstakil sülalesine karşı yapılmıştır) hz muhafazid, ibn'i kays'ın ganimetlerinden biri olan ve daha sonra müslüman olup "cuveyriye" ismini alacak olan müstakil kabilesi'nin reisinin kızı olan berre hatun'un desti izdivacına talip olur. lakin berre hatun evvelce bahsettiğimiz üzre ibni kays'ın savaş ganimetidir. bunun üzerine hz muhafazid ibni kays'a bedel öder ve berre hatun'u kendine alır. berre hatun'un tüm akrabalarını serbest bıraktırır, o'na "küçük kadın-kız" anldıbına gelen "cüveyriye" ismini verir...
bakınız özellikle "küçük kadın-kız... "

geçelim...

tabii, berre hatun(cüveyre)ile hz muhafazid arasındaki bu izdivaç ayşe hatun'un hiç hoşuna gitmez. ayşe, cüveyriye'yi fevkalade kıskanır. zira cüveyriye çok güzel bir kızdır.

ayşe'nin sözleriyle cüveyriye;

--alıntı--
o, çok güzel bir kadındı, gözde onun için bir hisse vardı (gören göz haz duyardı)... cüveyriye kapıda durduğu vakit onu görünce durumu hoşuma gitmedi (resûlullah'ın onu beğenip evlenmeye kalkacağından korktum). resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın da benim onda gördüğüm (güzelliği) göreceğini derhal anladım.
--alıntı--

ayşe hatun bir intikam almalıydı... almalıydı ama nasıl?

sözkonusu seferde tam geri dönüş hazırlıkları yapıldığı esnada ayşe hatun bir şekilde ordugahtan ayrılır... bir süre sonra geri döner. lakin döndüğünde kızkardeşinden emanet olarak aldığı gerdanlığının boynunda olmadığını görür. eşi hz muhafazid her türlü gösterişe karşı olduğundan eşlerinin ziynet takmalarına pahalı şeylerle süslenmelerine hoş bakmazdı. bu gerdanlık da bu yüzden emanet alınmıştı. ayşe hatun gerdanlığı aramak üzere tekrar ordugahtan ayrılır. döndüğünde ise ordugah yerinden ayrılmış, medineye doğru yola çıkmıştır.(bu arada demek ki baya bir uzun süre geçmiş) ayşe hatun ufak tefek bir kız çocuğu olduğundan yokluğu farkedilmemiş, tahtırevan'ı deve sırtına yüklenerek içinde ayşe hatun var sanılarak medine'ye hareket edilmişti...
ordugahın bulunduğu yerde yalnız başına kalakalan ayşe hatun, bir süre sonra oradan artçı olarak geçen bir müslüman asker olan safvan tarafından farkedilir.

ayşe hatun ve safvan aynı deve üzerinde seyahat ederek 1 gün sonra islam ordusu'na yetişir. lakin ayşe hatun ve safvan'ı aynı deve üzerinde gören ahali çoktan dedikoduya başlamıştır. bu dedikodular üzerine hz muhafazid bir süre ayşe hatun'dan uzak durur... daha sonra ise allah cc tarafından vahiy gelir, ayşe'nin suçsuz ve günahsız olduğundan bahisle ayet iner,(nur suresi 11.-20. ayetler) bir süre sonra da safvan adlı süvari "iktidarsız" olduğunu beyan eder... bu olay da bu şekilde kapanır... tarihin tozlu raflarına bir daha açılmamak üzre kaldırılır.

aradan 1500 yıl geçse dahi konuşulmaz, konuşan "dinsiz" ilan edilir, bağımsız mahkemeler ve savcılar tarafından canlarına okunur belki de...

peki bu olay gerçek mi?
olabilir.

zira olay çok amatörce örtbas edilmiştir...

evet örtbas edilmiştir.
ayşe hatun bilindiği üzre ebubekir'in kızıdır... ebubekir ise hz muhafazid için son derece önemli bir dost, hami ve finansördür...
yani ebubekir'in kızı ayşe öyle kolay beri "boş ol boş ol boş ol" denilecek biri değildir.

düşünün ki hz muhafazid ebubekir'in kızını boşuyor... sanırım bu o dönem için biraz ihtimal dışıdır.

bu durumda bir çıkış yolu olmalıydı.
ebubekir de kızının birşeyler yaptığından haberdardı. lakin kızının suçunu kabul etmesi o'nu arap toplumunda küçük düşürür, siyasi nüfuzu ve ticareti olumsuz etkilenirdi.
bu durum karşısında ebubekir ve hz muhafazid bir çare düşündüler. böylece o gün için iman edenleri etkileyebilecek bir yol buldular ve bunun bir iftira olduğunu ayetler halinde halka bildirdiler.
lakin halk yine de tatmin olmaz... bunun üzerine olayın diğer kahramanı safvan adlı süvari ise "iktidarsız" olduğunu, "kadınlara ilgi duymadığını" açıklar...
yine de bu açıklama ve ayetlerden tatmin olmayanlar ise şiddetli bir şekilde cezalandırılır...

lakin bu olay sonunda tatmin olmayanlardan biri de hz muhafazid'in amcasının oğlu hz ali'dir... hz ali, ebubekir'in iktidar hırsını gayet iyi bimekte ve bu hususta hz muhafazid'i sürekli uyarmaktadır. hz ali bu olay sonrası hz muhafazid'e "sana kadın çoktur" demiş ve ayşe hatun'un cezalandırılması gerektiğine dikkat çekmiştir.
babasının nüfuzu sayesinde peygamber eşi olmaya devam eden ve yaptığı şeyin üstü örtbas edilen ayşe hatun ise bu sebeple hz ali'ye düşman olmuş, hz muhafazid'in sağlığı boyunca hep hz ali'yi ona kötülemiş ve evlerinde istememiştir.

bu olay aslında islam dünyasının ilk kez kutuplara ayrıldığı olaydır.
neticesinde yapılan kulislerle birlikte ebubekir illegal bir şekilde islam halifesi olmuştur. illegal bir şekilde olmuştur zira hz muhafazid vefatından önce ve bu aldatma-aldatılma olayı henüz yaşanmamışken kendisinden sonra islam site devleti'nin başına hz ali'nin geçmesi gerektiğini bizzat söylemiş, ve hz ali'ye;
"sen bana oranla harun'un musa'ya oranla sahip olduğu mevkiye sahipsin. ancak benden sonra peygamber gelmeyecektir."
demiştir.
pek tabi hz ali'ye verilen bu müjde ebubekir'in kulağına gitmiş ve bu tarihten sonra ebubekir hz ali'nin halifeliğini engellemek maksatlı elinden geleni yapmıştır. 9 yaşındaki kızı ayşe'yi hz muhafazid'e vererek o'nunla akraba olması da bu siyasi manevralardan biridir...

ayşe hatun'da babasının izinden gitmiş, hz ali aleyhine hep kulis faaliyetlerinde bulunmuş o'nun halifeliğini tanımamış ve camel vakası adlı olaydan bildiğimiz üzre hz ali ile savaşmış, o'na yenilmesine rağmen faaliyetlerine ara vermemiş, neticesinde akrabası olan muaviye'ye destek vererek halifeliğin yeniden haşimiler'den umeyye oğulları'na geçmesinde aktif rol oynamıştır...

bu aslında ebu sufyan denilen kişinin islamiyete hakim olma çabasıdır.
zira ebu sufyan ve bağlı olduğu umeyye oğulları (bkz: emeviler) islamiyetten evvel de mekke'nin yöneticileri ve tüm arabistan'ın en etkili isimleriydi...
lakin hz muhafazid'e nebilik bahşedilip islamiyet kitleler üzerinde etkili oldukça umeyye oğulları nüfuzlarını kaybettiler, peygamber sülalesi kut'lu haşimiler araplar arasında daha efdal konuma yükseldi...
işte islamiyet'in baş düşmanı ebu sufyan bu tehlikeyi önceden sezinledi ve islamiyete geçti. ama islam düşmanlığı, emevi milliyetçiliği hep gizliden gizliye sürdü. hz muhafazid'den sonra ilk halife olarak umeyye oğullarının akrabası ebubekir seçildi, sonra ömer, daha sonra ise yine umeyye oğullarından osman bin affan...
iktidar hep umeyye oğullarında kalmış, hz ali'nin halife olması ve umeyye oğullarından olan valileri görevden almasıyla islam dünyasına hakim olma planları bir süre suya düşmüş, daha sonra türlü ayak oyunlarıyla ebu sufyan'ın oğlu muaviye halifeliği ele geçirmiş ve islam dünyasında bir daha peygamber soyu olan haşimiler iktidara gelememiştir...