1. 1.
    +6
    Aziz Bagginsler ve Boffinler, ve aziz Took-lar, Brandybucklar, Grubblar, Chubblar, Barınaklar, Boynuzüfleyen-ler, Toluklar, Belkuşaklar, lyikişiler, Porsukevler ve Ayağıkibirliler, "AyakLARıkibirliler!" Ayağıkibirliler, Aynı zamanda, nihayet Çıkın Çıkmazı'na tekrar hoşgeldiniz diyebildiğim iyi yürekli Torbaköylü Baggins'lerim. Bugün benim yüz on birinci doğum günüm: Bugün yüz on bir yaşındayım. Umarım hepiniz en az benim kadar eğleniyorsunuzdur. Kulakları sağır eden bir tezahürat. Evet (ve hayır) haykırışları. Borazan, boru, flüt ve diğer müzik aletlerinin gürültüleri.

    Çadırda, daha önce de belirtilmiş olduğu gibi bir sürü genç hobbit mevcuttu. Yüzlerce müzikli fişek dağıtılmıştı. Fişeklerin birçoğunun üzerinde VADi işareti vardı; bu hobbitlerin çoğu için bir şey ifade etmiyordu ama hepsi bunların fevkalade oldukları konusunda hemfikirdi.

    Fişeklerde müzik aletleri saklıydı, küçük ama mükemmel yapılmış, büyüleyici ezgilere sahip müzik aletleri. Hatta bir köşede genç Tooklar'ın ve Brandybucklar'ın bir kısmı, (zaten gerekli olan şeyleri açık seçik bir şekilde söylemiş olduğuna göre) Bilbo Amca'nın sözünün bittiğini zannederek ani bir ilhamla bir orkestra kurmuş, canlı bir dans ezgisine başlamışlardı.
    Efendi Everard Took ile Bayan Melilot Brandybuck ellerinde zillerle bir masanın üzerine çıkarak Coşkuhalkası'nı oynamaya koyuldular: Güzel, ama ziyadesiyle de hareketli bir danstı bu.
    Fakat Bilbo sözünü tamamlamamıştı. Yakınındaki bir küçüğün elinden borusunu kaparak üç kere baykuş gibi öttürdü. Gürültü yatıştı. Sizi çok tutmayacağım, diye haykırdı. Bütün meclisten bir alkıştır koptu. Sizleri belli bir Amaç için bir araya topladım. Bunu söyleyiş tarzındaki bir şey, oradakiler üzerinde bir etki yaratmıştı. Hemen hemen tam bir sessizlik hâkim oldu etrafa; bir iki Took da kulaklarını diktiler.

    Aslında üç ayrı Amaç nedeniyle! Her şeyden önce, hepinizden ne kadar çok hoşlandığımı, yüz on bir yılın böylesine mükemmel ve şayanı takdir hobbitler arasında yaşamak için çok kısa bir süre olduğunu söylemek için. Müthiş bir onay galeyanı.

    içinizden en az yarısını, arzuladığımın yarısı kadar bile tanımıyorum; ve yarınızdan azın hak ettiğinizin ancak yarısı kadar sevebiliyorum. Bu pek beklenmeyen ve biraz da anlaması zor bir şeydi. Orada burada birkaç alkış sesi oldu ama çoğunluk ne dendiğini ve bunun bir kompliman olup olmadığını çıkartmaya çalışıyordu.

    ikinci amacım, yaşgünümü kutlamaktı. Tekrar tezahürat. Aslında yaşgünüMÜZÜ demeliyim. Çünkü elbette, bugün varisim ve yeğenim Frodo'nun da yaşgünü. Bugün rüştüne ve veraset hakkına erişiyor. Yaşlılar tarafından birkaç ilgisiz alkış; gençler tarafından da "Frodo! Frodo! Bizim kerata Frodo!" haykırışları. Torbaköylü Bagginsler ise kaşlarını çatarak "veraset hakkına erişiyor" ile neyin kastedildiğini düşünmeye koyulmuştu.

    ikimiz birlikte yüz kırk dört sayısına ulaşıyoruz. Sizin sayınız da bu harikulade toplama uysun diye ayarlandı: Affınıza sığınarak, bir Grosa. Hiç tezahürat yok. Bu maskaralıktı. Konukların birçoğu, özellikle de Torbaköylü Bagginsler, belli ki, aynı bir paketteki mallar gibi gerekli olan sayıyı tamamlamak için çağırıldıklarını düşünerek alınmışlardı. "Bir Grosa ha! Terbiyesizce bir tabir.

    Aynı zamanda, eğer fi tarihine değinmeme müsaade buyurursanız, bugün benim bir varilin içinde Uzun Göl'deki Esgaroth'a varışımın yıldönümü; gerçi o zaman yaşgünüm olduğu gerçeği aklımdan çıkmıştı. O zamanlar sadece elli bir yaşındaydım ve yaşgünleri o kadar önemli gelmiyordu bana. Gene de, ziyafet mükemmeldi, o zamanlar çok üşütmüş olduğum ve sadece "çok teşekkür ederim," diyebildiğim halde bunu hatırlıyorum. Simdi bunu daha düzgün bir biçimde tekrarlayabilirim: Verdiğim bu küçük ziyafete geldiğiniz için çok teşekkür ederim. inatçı bir sessizlik.
    Hepsi artık bir şarkı veya bir çeşit şiirin an meselesi olmasından korkuyor ve sıkılıyordu. Neden konuşmayı bırakıp, onun sağlığına içmelerine izin vermiyordu sanki? Fakat Bilbo ne şarkı söyledi, ne de şiir okudu. Bir an için durdu.
    ···
   tümünü göster