1. 1.
    0
    Cinlerin Düğünü

    Olay 1940lı yılların sonlarına doğru olmuştur. Babası hastalanan Haydar babasını hastaneye zütürmek için köyünden ayrılır babasını hastaneye zütürdükten sonra kardeşini ve annesini babasının yanında refakatçi olarak bırakarak tekrar köyüne dönmek üzere yola çıkar. Köy ana yola 30 kilometre uzaklıktadır. Köye ulaşım için önce şehirden bir taşıta biniliyor köyün patika yoluna gelince taşıttan inilerek bu 30 kilometrelik yol eşekle atla veya yürüyerek gidiliyor. Bu şekilde akşam saatlerinde köyün patika yoluna ulaşan Haydar sabah babasını getirdiği eşeği bağladığı yerde buluyor. Eşeğini alarak köyün yolunu tutuyor. 2-3 saat geçtikten sonra köye giden yoldaki son tepeye varıyor. Tepeyi çıkarken eşek huysuzluk yapıyor. Eşeğinden inip eşeğin ipinden tutarak eşeğiyle beraber tepeyi çıkmaya çalışıyor. Ancak eşek gelmek istemiyor. Zorda olsa eşeği sürükleyerek tepeye çıkmaya devam ediyor. O sırada tepenin arkasından gelen sesleri duyuyor. Sanki bir koyun, keçi sürüsü gidiyormuş gibi ayak sesleri duyuyor. Bu saate kim kalmış diye düşünerek eşeği bırakıp tepeyi hızlıca çıkıyor. Bir sürü keçinin ilerde ki bir tarlanın ortasında yanan ateşe doğru koşarak gittiğini görüyor. Şaşırıyor ancak anlam veremiyor. Daha sonra ateşe yaklaşan keçilerin iki ayakları üzerine kalkıp ateşin etrafında dönmeye başladıklarını görünce korkuyor. Hemen bildiği duaları okumaya başlıyor ve eşeği bıraktığı yöne doğru kaçmaya başlıyor ancak eşeğinin de aşağı doğru kaçtığını fark ediyor. Sonra davul sesleri gelmeye başlıyor. Eşeği patika yolun 200-300metre uzaklığında, küçük bir su kenarının yanında duruyor. Haydar’da eşeğinin olduğu yere varıyor. Ancak davul seslerini bağırmaları, zılgıta benzeyen sesleri buradan bile duyuluyor. Eşeğini alıp daha da uzaklaşmak istese de eşek oradan ayrılmak istemiyor. Aradan biraz daha zaman geçiyor davul sesleri hala devam ediyor. O sırada başka bir sürü şehirden köye giden yönde patika yoldan gelmeye başlıyor. Bu sürü diğer sürü gibi sadece keçilerden oluşmuyor. Bu sürüde kedi, köpek, at, eşek, koyun, keçi her çeşit hayvandan var. Ve birbirleri ile konuşuyorlar ancak Haydar’ın bilmediği bir dilde. Haydar kendisini görmemeleri için saklanıyor ve dua ediyor. 200-300 metre uzaklarına yaklaşınca patika yoldan çıkmadan ona doğru bakıyorlar, onu işaret ediyorlar, o yöne doğru bağırıyorlar ve yollarına devam ediyorlar. En arkadan gelen siyah renkli bir keçi tam önlerine geldiğinde ayağa kalkıp “gel bugün düğün var sende katıl bize bugün bizden kimseye zarar gelmez” diyor ancak Haydar korkudan hiç bir şey diyemiyor. Ayağa kalkan keçide bunun üzerine yoluna devam ediyor. Haydar eşeğinin oradan ayrılmak istememesini anlıyor. Bir nedenden dolayı oraya gelmiyorlar sadece bakıp geçiyorlar. Haydar da sabaha kadar orada bekliyor. Güneşin doğması ile davul sesleri zılgıtlar vb sesler kesiliyor. Bunun üzerine yoluna devam ediyor, o tarlanın ortasında ki külleri ve her yerde ki dışkıları görüyor. Sonra sağ salim köye ulaşıyor.

    Londra'daki Tekinsiz Ev
    Yer:Londra
    Tarih:Ağustos 1977
    Kaynak:Yaşanmış esrarengiz olaylar kitabı.
    Kocasından ayrı yalayan bayan H... Margaret (13) Janet (12) John (10) ve Billy (7) isimli dört çocuğuyla birliktei Londra'nın dış mahallelerinden Enfield'de oturuyordu. John pgibolojik sonları yüüzünden olaylar sırasında bir devlet yurdunda tedavi altında bulunuyordu...

    ESRARENGiZ OLAYLAR BAŞLIYOR...

    Ailenin 13 yıldır oturduğu evde ürkütücü olaylar, 1977 yılının ağustos ayında ortaya çıktı.Bir gece aniden eşyalar kendilğinden hareket etmeye başladı. Ampuller patlıyor mutfaktaki araç gereçler havada uçuyor. tavanlarda kısa süreli tuhaf yabancı sesler duyuluyordu.
    aile bu şekilde korku ve dehşet dolu günler geçirdiler.Eve gelen yetkililer ve polisler de sandalyelerin havada uçtuklarına şahit oldular ve bunları raporlarında belirttiler.
    SPR 1977 yılı sonbaharında, bu konularda çok tecrübeli olan MAURiCE GROSS ve Guy L. Playfair adlarında iki parapgiboloğu konuyu araştırmaları için görevlendirdi..

    Eve geldiklerinin ilk günü 12 yaşındaki janet gözlerinin önünde önünde havalanmış ve merdivenlerden aşağıya doğru hızla süzülerek yere konmuştu. Hemen ardından da sandalyeler görünür hiçbir fiziki etken olmaksızın duvarlara çarparak kırılmaya başlamıştı.

    Daha sonraki günler , kaynağı bilinmeyen birtakım garip ışıkları kendi gözleriyle görmüş ve yine kaynağı bilinmeyen sesleri kendi kulaklarıyla duymuşlardıç. Günler geçtikçe olaylarların ilginçliğide artıyordu. Birçok kez BAYAN H... bir odadan bir başka odaya gözleri önünde ışınlanarak gitmişti.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster