1. 26.
    0
    Ayni yillarda, Antonie Bovis adli bir Fransiz arastirmaci, turist olarak gittigi Misir’da, Büyük Piramit’i gezerken olagandisi bir olaya tanik olmustu. Kral Odasi’nda bir kenara toplanmis çöplerin arasinda ölmüs kediler vardi. Ama ne çöplerden ne de ölü kedi bedenlerinden hiçbir kötü koku yayilmiyordu. Durumdan kuskulanan Bovis, bir kedi ölüsünü yanina alarak ülkesine döndü. Yaptigi incelemede kedi bedeninin sanki mumyalasmis oldugunu saptadi. Bu “kendiliginden” mumyalanma olayinin piramidin yapisiyla baglantisi olacagi üzerinde duran Bovis hemen Büyük Piramit’in küçük bir modelini yapmaya giristi. 75 cm. yüksekliginde bir model yapti. Tam tepe noktasinin altina gelecek biçimde ve Kral Odasi’nin piramitteki yerine karsilik gelecek bir düzeye, yani piramidin yüksekliginin tabandan itibaren üçte birlik yüksekligine yeni ölmüs bir hayvanin cesedini yerlestirdi. Bir süre sonra cesedin kendiliginden mumlayalasmis oldugunu gördü.

    Bovis’in 1930’larin basinda yayimladigi, “Organik Maddeler Üzerindeki Piramit Etkisi” baslikli rapordan yola çikan Çekoslovak radyo ve televizyon mühendisi Karel Drbal piramit modelleri üzerinde birçok deneyler yapti ve su sonuca ulasti: “Piramidin içindeki mekanin biçimi ile, bu mekan içinde yer alan fiziksel, kimyasal ve biyolojik olusumlar arasinda bir iliski vardir. Uygun biçimler kullanarak bu olusumlari hizlandirabilmemiz ya da yavaslatabilmemiz olanaklidir.”
    ···
   tümünü göster