1. 126.
    +2
    Tanrının matematiksel olarak varlığı nasıl ispatlanır peki? Yani neler göz önüne alınır? Bazı matematikçiler canlılığın kendiliğinden olma olasılığı üzerinden giderken diğerleri atomların ve evrenin kendiliğinden bu düzene oturması üzerinden gitmiştir , bazıları ise doğanın kendi kendine oluşup bir habitat oluşturması üzerinden gitmiştir.

    -Pascal'a göre %66.66 kesin vardır %33.33 çekimserdir 10üzeri850de 1 tanrı yoktur...
    -Prof. Unwin'e göre %90 vardır %10 çekimserdir 10üzeri230da 1 ihtimalle tanrı yoktur
    -Diğer bir araştırmaya göre %78 kesin vardır %22 çekimserdir 10üzeri320de 1 ihtimalle tanrı yoktur.
    -Einsteine göre "tanrı zar atmaz" zaten
    -Tesla da keza inanmaktaydı.
    (çekimserler ; üzerinde yotum yapılacak bilgi sahibi olunmayan yerler anlamındadır.

    Keza çok bilimsel arkadaşlar Teslanın 130 sene önce kmlerce uzaklıktan kablosuz olarak yüzlerce ampülü yakması olayına 1 metreden telefon sarj etme ile karşılık verebilecek bir zekaya sahiptir.

    Hatta Bertrand Russel Paradoksu'nu da inceleyelim ;

    Bir G kümesinin Tanrı tanımını alabilmesi için gerek ve yeter şart:

    1- Kendisi dahil tüm matematiksel yapıyı kapsar.
    2- Tekildir; vardır (varlığa aittir) ve varlığını kendisinden alır.
    3- iyi tanımlı (Tam tanımlı) değildir.
    olmalıdır.

    Yukarıdaki şartların sağlanması aslında Bertrand Russel Paradoksu, Gödel teoremi, Cantor teoremi ve diğer temel matematik çıkarımların bir ürünüdür. (bknz. Bertrant Russel Paradoksu) Bu yazıyı anlayabilmek için lütfen önce bu teorileri anlayınız.

    Yukarıdaki tanımlamaya katılmamak, tanımları kabul etmemek, tanrıya inanmamak,..vs. insanın tamamen kendi kafasında yaptığı hesaplamayla ilgilidir ve kişiseldir. Her insanın kendine özgü tanımları olabilir, bunun nedeni mutlak gerçekliğin düşüncede farklı şekillerde algılanamabilmesidir. Algıdaki farklılık mutlaka yanlışlık değildir. Düşücüdeki farklılık özgürlüktür; özgürlüğe karışılamaz.

    ikna edebilmek adına maddeleri tek tek yakından inceleyelim:

    1- Tüm Matematiksel Yapıyı Kapsar:

    Matematiksel yapıdaki, doğadaki, canlı vücudundaki ya da herangi bir sistemdeki bütün yapının sınıflandırıldığını ve kümelere ayrıldığını düşünelim. Bu kümeler Russel paradoksundaki "sıradan kümeler" olsun. Gerçek dünyadaki sistemler için "sıradan olmayan" kümeleri oluşturacak sınıflandırmalar yapılabilir mi? Evet, yapılabilir.

    Örneğin A, bir insan olsun. A kümesinin elemanları, A insanını oluşturan sonlu sayıda nesneler ve fonksiyonlar (yapabiliteleri) olacaktır. A insanının bu nesneleri kapsama kuralı ise "bilmek" olsun. Sonuçta bir A kümesi, "yeni bir A yarat" fonsiyonunu bildiği sürece "sıradan olmayan" küme olacaktır.

    "Sıradan" ve "Sıradan olmayan" kümeleri kapsayacak genel bir G kümesi düşünebilmek mantığa aykırı değildir. G kümesi şu şekilde tanımlanır; öyle bir G kümesi vardır ki, tüm matematiksel nesneleri eleman kabul eder. G; Tanrıyı temsil eder.

    2- Tekildir ve Varlığa Aittir:

    Tekildir:

    Tüm "Sıradan" kümeleri kapsayan genel kümeye R ve tüm "Sıradan olmayan" kümeleri kapsayan genel kümeye T diyelim. G = R + T olduğundan G kümesi tek tek T ve R kümelerinin elemanlarını ve özelliklerini alır. T kümesinin yazımında paradoks yoktur ancak R kümesi (Russel kümesi) bizi Russel paradoksuna arkaürür. Dolayısıyla G kümesi de ilk bakışta paradoksaygı ve mantıklı değildir.

    Oysa gerçek dünyada, elemanları reel nesneler olan hiçbir küme sonlu değildir. Bir B kümesi 5 tane farklı elma çeşitini eleman olarak kabul ediyorsa, bu elmaların elemanları olan molekülleri farklı bir küme sistemi, moleküller içinde atomlar farklı bir küme sistemi, atomların içinde kuarklar farklı bir küme sistemi... vs. olacak tek tek sonsuz "sıradan olmayan" kümelerdir. Geometrinin temel elemanları (nokta, doğru, çember) bile iyi tanımlı değildir.

    Başka deyişle "Sıradan" kümeler idealize ve gerçek dünyada uygulaması olmayan küme sistemleridir. Böylece G = T'dir.

    Sonuç olarak gerçek dünya R sisteminden arındırılmıştır ve G = T tekilliği vardır. Yine bir başka deyişle Tanrı asla bu paradoksa düşmez. Zaten bu paradoksa düşmemek için evreni yaratmıştır.

    Varlığa aittir:

    Varlığın bilimsel ispatı Descartes'in analitik felsefesiyle yapılabilir. "Düşünüyorum; öyleyse varım" diyen Descartes kendi varlığından şüphe eder; fakat kendini, kendi düşüncesinin ortaya koyduğu bir ürün olarak görüp kendi varlığını ispatlar. Böylece Descartes aslında kendisiyle birlikte Tanrıyı da ispatlar; çünkü G kümesi Descartesle birlikte bütün varlığı kapsamaktadır. Ancak bu bir G kümesi olabileceği mevzuudur, olması gerektiği değildir. Neden olması gerektiğini aşağıda göstermekteyim.

    Önce Tanrının varlığa ait olduğunu gösterelim. Sözel olarak yokluğu düşündüğümüzde onu etrafımızdaki karanlık, sessizlik,..vs. sıfatlarla tanımlayabiliriz. Ama tanımladığımız bu yokluk içinde kendimiz her zaman olacağız!! Yokluğu biz tanımladığımız sürece kendimizi ondan nasıl soyutlayabiliriz? Çünkü biz "düşünüyorum öyleyse varım" dedik. Yokluğu düşüdüğümüz sürece içindeki kendi varlığımız kaçınılmaz olacaktır. Bu durumda yokluk gerçek yokluk değildir. Sonuç olarak "mutlak yokluk" düşünülemez, belirsizdir.

    G kümesi için Θ (boş küme= yokluk) belirsizdir. Böylece Θ >> G olmak üzere Θ; G yi kapsayamaz. Çünkü Θ yokluktur; yokluk hiçbir zaman yoktur."Yokluk vardır" tümcesi bu nedenle zaten kendi içinde çelişkilidir. Hiç bir zaman "Yokluk vardır" diyemeyeceğimize göre belirisizdir ve konuya ilgisizdir; bunun tersi G kümesi varlığa aittir.

    3- iyi tanımlılık:

    Tüm evren iyi tanımlanamayan kümeler topluluğudur. Bunların tümü de doğal olarak iyi tanımlı değildir. Eğer iyi tanımlı olsalardı her biri birer "sıradan küme" olurdu. Bu durumda G kümesi Russel Paradoksuna düşerek kendisiyle çelişecekti.

    Tanrının Varlığının Gerekliliği:

    0.dereceden bir G kümesinin 3 terimi: G0 = {G{G{... }}} şeklindedir.

    Bir "Zaman" operatörü tanımlayalım: Z, zaman operatörü G ile her işlemden sonra ona bir nesne ekler.

    G1 = Z1 x Go = {A, G {A, G{... }}}

    G2 = Z2 x G1 = {A, B, G{ A, B, G{... }}}

    G3 = Z3 x G2 = {A, B, C, G{ A, B, C, G{... }}}

    .

    .

    .

    Gsonsuz = Zsonsuz x Gsonsuz-1 = {A, B, C, ... , G{ A, B, C, ... , G{... }}}

    Z işlemi sonsuzda aradığımız G en genel kümeye ulaşır. Öte yandan G'lerin hepsi (G0, G1, G2,..) tanım olarak en genel küme olduğundan yani kendi sonsuzlukları içinde bütün kümeleri zaten kapsadıklarından G0 = G1 = G2 = ... yazılabilir. Öyleyse

    1- G kümesi tektir.
    2- Zaman evrimi tanımlanabildiği sürece Gsonsuz ‘un varlığı gerekliliktir.

    Oğlum hastamısınız lan? Tanrı olmama olasılığı en yüksek ihtimalle 10 üzeri 230'da bir. zaten matematikte bu ifade ne demek bilirmisiniz? 10 üzeri 30larda 40larda birşey tam bilmiyorum bundan sonrası ihtimallerde zaten imkansız olarak nitelendirilir. yani 10 üzeri 230 demek sadece matematiksel ifadedir. Arasnızdan bazı süper zekalar çıkacak gene "gene de bi ihtimal varmış abi" diye , yok olum o ihtimal , sadece matematiksel ifade.

    Neyse , isteye istediğini seçer müdürler. isterseniz en düşük ihitimal olarak %67 olana inanırsınız yada en yüksek ihtimalle 10 üzeri 230da 1 olan birşeye. Seçim sizin. Yalnız seçerken o beyninizide biraz kullanın.

    edit : 10 üzeri 230un ne demek olduğunu belirtmek gerekirse ; dünyanın mm küp olark hacminin tirlyarkeretrilyarınıntrilyar katı demek. anlarsınız umarım rakamın büyüklüğünü.

    özet : tanrı olmama olasılığı en yüksek ihtimalle 10 üzeri 230da 1 iken olma olasılığı en düşük ihtimalle %66.66dır. olay bu.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster