1. 1.
    -1
    @1 cahilsin. bölümün olan şeyi daha en ince ayrıntısına kadar bilemeyip ve yetkili iyi bilen birine soracağına buraya gelmişin. cahilsin. well kelimesi çektikçe çekersin, gider. meselâ ilkokulda aldığım iyi gradee ek olarak well done derlerdi. bir de bu kelimenin anlamı, bir anlamı daha net bir şekilde ifade etmeye yarar. meselâ burada (How was the tennis lesson? ~ Well, in actual fact, we forgot to go)"hmmmm" anlamı taşır. ama sen tutup da "i can't fuck that ignorant 3 harfli like she's my sex slave as well" dersen burada -de, bile anlamlarını kazandırmış olursun cümleye.

    cahil @1 için edit:

    BBC'den:
    Actually - In fact - well - oh well kullanımı.. Yalın şekilde anlatılmış..

    Soru :
    Actually – in fact – well arasında herhangi bir fark var mıdır?

    Cevap:
    Kullanımda çok küçük bir fark varsa da bu kelimelerin hepsi aynı anlamdadır.
    Actually ve in fact önceden söylenmiş bir ifadeyi düzeltmek veya aksini söylemek için kullanılabilir.
    - I hear that you are doctor. Well, actually I’m a dentist.
    - Doktor olduğunuzu duydum. Aslında ben bir diş hekimiyim.

    - Would you agree with me that teachers should refrain from socialising with their students? Well, actually I think it's a good idea for them to socialise - up to a certain point.

    - Öğretmenlerin öğrencileri ile sosyalleşmekten kaçınmaları gerektiği konusunda benimle hemfikir misin? Aslında bence onları sosyalleştirmek için bu iyi bir düşüncedir.

    Actually ve in fact daha detaylı, açık ve kesin bilgi vermek için kullanılabilir.
    - I'm going to take on a bit more responsibility now that. John, that's wonderful news. Yes, well, actually / in fact I've been promoted to senior sales manager.
    - Biraz daha sorumluluk alacağım. Bu harika bir haber John. Evet aslında kıdemli satış müdürlüğüne terfi ettirildim.
    istenmeyen bir haber sunulduğunda kullanılır.
    - Richard wants to invite us to spend the weekend at his cottage in the Lake District. Isn't that exciting? ~ Well, actually, I've already said we can't go.
    - Richard hafta sonunu kır evinde geçirmek için bizi davet etmek istiyor. Heyecen verici değil mi? Aslında (doğrusu) gidemeyeceğimizi ben söylemiştim.

    Actually bir cümlenin sonunda yer alırsa önce söylenen bir ifadeyi tasdik eder, onaylar.
    - Did you enjoy that modern opera at Covent Garden? ~ I did, actually. Very much.
    - Covet Garden’deki modern operadan hoşlandın mı? Doğrusu hoşlandım. Çok fazla.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster