1. 1.
    +1
    buyrun gençler part 5:
    nusret bey, “gibinin haline bakılırsa hoşuna da gidiyor zaten!” deyip güldü ve “hadi itiraf et keremcim, karının pembe külodunu giyip yanımıza gelmeyi kabul ettiğine göre, karını becermeme, metres yapmama hiç bir itirazın yok senin!” dedi. adam doğru söylüyordu. karımın pembe külodundan fırlamış gibimle orada öylece oturmuş, başımı sallayarak, az önce karımı giben adamın dediklerini onaylıyordum. kekeleyerek, “şeyy... pelin ilk evlendiğimizden beri böyle davranıyor. ben de onu kaybetmek istemiyorum. alıştım artık. bir yerden sonra hoşuma gitmeye başladı diyebilirim. haklısınız, başka erkeklerin karımı gibmesinden, karımı başkalarıyla sevişirken izlemekten zevk alıyorum, ne yalan söyleyeyim... ” diye içinde bulunduğum durumu anlatmaya çalıştım.

    bu sırada pelin, örtünün altında kalan elini hareket ettirerek, “aaaaa! bu kocaman olmuş yine!” diye kıkırdadı. eliyle o kocaman olmuş gibi okşadığını, kavradığını anladım. nusret beye, “hadi sevgilim, bırak konuşmayı artık! bu koca şeyi yerleştir bana!” diyerek kıvrandı yattığı yerde. nusret bey benimle konuşmayı bırakıp karıma döndü, “bebeğim, pelin’im, sana doymuyor o kocaman şey!” dedikten sonra isterik karımın dudaklarına yumuldu. bir yandan da eliyle memesini avuçlamaya başladı. üstlerindeki ince örtü hareketleri arttıkça açılıyordu. karımın çıplak, güzel vücudu tamamiyle ortaya çıkmıştı. nusret bey de üstünü örten son kısmını ittirerek üzerinden attı.

    ilk defa vücudunun ne kadar kıllı olduğunu gördüm. yarağı çok heybetliydi. kalın, uzun ve kapkaraydı. damarlarını görebiliyordum oturduğum yerden. kıllı iri taşakları da kapkaraydı. karımın narin eli sımsıkı kavramıştı yarağının gövdesini adeta kaçmasından korkar gibi. az sonra nusret bey karımı altına aldı. pelin bacaklarını aralayıp dizlerini kaldırdı. nusret bey eliyle koca yarağını tutup karımın dıbına dayadı. dudaklarını karımın dudaklarından ayırıp gözlerinin içine baka baka ittirmeye başladı...

    karımın yüzünde bir gerginlik oldu. saatlerce girip çıkmasına rağmen halen büyük geldiği belliydi. karım koca yarağı içine tamamiyle alır almaz bir, “ohh!” çekti, ardından bacaklarını kaldırıp iki yandan erkeğinin beline doladı. kırmızı ojeli küçük güzel ayaklarını birbirine dolayıp kilitledi. “seninim erkeğim! seninim! kökle dibine kadar!” diye soludu arzuyla...

    nusret bey zaten bekleyecek değildi. kıllı poposunun karımın bacakları arasına doğru alçaldığını seyrederken içim cız etti. karımın bir başka erkek tarafından gibilmesini izlemekten aldığım büyük zevke rağmen, kıskançlık ve burukluk duygusu da yok değildi içimde. karımın aldığı zevki tekrar tekrar isteyeceğini, ona bağlanacağını biliyordum. nusret beyin kalçaları aşağı yukarı hareket etmeye başladığında bu düşünceleri unutup önümde gerçekleşen muhteşem çiftleşmeye konsantre oluvermiştim. yumuşak başlayan hareketler gittikçe daha sert ve acımasız oluyordu. adeta pelin’e acı vermek ister gibi gibiyordu artık.

    pelin onun altında zangır zangır sarsılıyor, nefes nefese inliyordu. kırmızı ojeli küçük ayakları nusret beyin kıllı poposunun üstünde fırtınada sallanan yapraklar gibiydi. o kocaman yarağın biricik aşkımın dıbına girip çıkmasını kıpırdamadan seyrediyorum. adeta büyülenmiştim. karım kolları yettiğince ona sımsıkı sarılıyor, dişlerini sıkarak altında debeleniyordu. başını iki yana sallayarak haykırmaya başladığında geldiğini anladım. ama duramıyordu. nusret bey de durmuyordu. karım, “yeter! yeter!” diye yalvarmaya başladı.

    nusret bey daha gelmemişti. dakikalarca daha hayvan gibi sokup çıkardı. karım tekrar deliler gibi bağırmaya başladı. yine geliyordu. vücutların birbirine çarpma sesine nusret beyin küfürleri eşlik etmeye başladı. “dıbına koyuyorum kaltak! daracık deliğini gibiyorum! dıbına koduğumun huursu!” diyerek o da kendini kaybetmişti. öyle güçlü koyuyordu ki, karıma bir şey olacak diye korktum. karım artık ona sarılamıyor, altında boş bir çuval gibi duruyordu. az önce nusret beyin beline kilitlenen ayaklarını salmış, adam yarağını dibine vurdukça bacakları kukla gibi iki yana sallanıyordu.

    sonunda nusret bey böğüre böğüre karımın içine boşaldı. bütün ağırlığıyla, nefes nefese yatan karımın üstüne yığıldı. sonra yavaşça yana kaydı. yumuşamış, ama halen kocaman yarağı karımın amından kayarak çıkmıştı. pırıl pırıldı. sırt üstü uzandı. o da nefes nefeseydi.

    biraz sonra karımın güzel amından nusret beyin dölleri dışarıya taşmaya başladı. gecenin kim bilir kaçıncı boşalması olmasına rağmen nusret beyin döllerinin bu kadar çok olduğuna şaşırdım. gözlerim, karımın amından yavaşça süzülen döllere kilitlenmişti. kim bilir daha ne kadarı karımın rahmindedir diye düşünürken, nusret beyin yattığı yerden sesini duydum. “dıbına koduğumun huursu bitirdin beni!” dedi. halen nefes nefeseydi. pelin’imin ise cevap verecek hali yoktu, yarı baygın hareketsiz yatıyordu sırtüstü. diri, dolgun memeleri inip kalkıyordu sadece. terden sırılsıklamdı. loş ışıkta parlıyordu. ter ve ciks kokusu iyice sarmıştı odayı...

    ben sesimi çıkartmadan onlara bakıyordum. gibim de halen dimdikti, sızlıyordu. elime alıp boşalmak için deli oluyordum, ama bir yandan da kızacak diye adamdan korkuyordum. nusret beyin, “kerem, git bize birer bardak soğuk su getir!” sözüyle kendime geldim. konuşacak halde değildim. hemen kalkıp odadan çıktım. mutfağa doğru pür telaş yürürken, olanları tekrar yaşıyordum kafamda. hemen geri dönmek için acele ettiğimi fark ettim.

    odaya elimde tepsiyle geri döndüğümde, pelin daha tam kendine gelmemişti, bardağı alacak durumu yoktu. nusret beye içine buz da attığım soğuk suyunu verdim. kana kana içti. karıma tepsideki diğer bardağı alıp uzattı, “bebeğim, su iç, biraz kendine gel!” dedi. yine o kibar beyefendi olmuştu. karım hafifçe gülümsedi. dirseklerinin üzerinde güçlükle doğrulup, nusret beyin elinden suyu içti. bitap görünüyordu. suyu içip kendini tekrar bıraktı, sırtüstü, çırılçıplak.

    nusret bey bana dönüp baktı ve gülümsedi. o an utandım. karımın külodundan fırlayan gibimi görmüştü. “bizi gibişirken izlemek seni iyice azdırdı galiba kerem. 31 çekmek ister misin?” diye sordu. yüzüne bakmadan utana utana başımı salladım. “hadi çek o zaman! karına baka baka çek! haa, avucunun içine boşalacaksın. bir yeri kirletirsen çok kızarım. tamam mı?” deyip güldü.

    tamam anlamında başımı salladım. avucuma tükürüp, küçülmüş haliyle bile benimkinden büyük bir yarağın önünde 31 çekmeye başladım. karımın, içinden halen döl sızan güzel kılsız dıbına bakıyordum. daha ikinci sıvazlamada sessizce boşaldım avucuma. herif yattığı yerden, bir çocuğun yaptığı marifeti seyredermiş gibi eğlenmişti 31 çekmemden. “hadi şimdi git temizlen. sonra şu karşıdaki kanepeye uzan uyu. bir şey istersem uyandırırım seni!” deyip, yerdeki yatağın örtüsünü fırlattı bana.

    efendisinin emrinde bir köle gibi emirlerine itaat ettim. banyodan döndüğümde ikisi de uyumuşlardı. çırılçıplak yatıyorlardı. adamın iri simsiyah kıllı gövdesi ile, ona sımsıkı sarılan karıcığımın minyon narin bedeni ve bembeyaz teni çok güzel bir tezat oluşturmuştu. başını adamın göğsüne koymuş, sarı uzun saçları adamın göğsüne dalgalar halinde yayılmıştı. eli, inikken bile hayli iri görünen gibin üzerinde, bir bacağını nusret beyin üstüne atmış, minik pembe amcığı, içinden süzülen zevk sıvıları ve adamın dölleriyle halen ıslak ıslak parlıyordu. öyle güzel bir manzaraydı ki!

    nusret beyin dediği gibi, kanepeye uzandım, örtünün altında büzülüp uyudum.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster