1. 1.
    -7
    Anayasa değişiklik paketi, Anayasa Mahkemesi’nin kısmi iptallerine rağmen 12 Eylül 2010’da, yani 12 Eylül darbesinin 30. Yıldönümünde referanduma sunulacak.
    Bu ülkede 1921 Anayasası dışındaki hiçbir anayasa halkın doğrudan seçtiği temsilcileri tarafından yapılmadı. 1924 Anayasası, daha sonra ülkeyi diktatörlükle yönetecek olan Tek Parti iktidarı tarafından, 1961 ve 1982 Anayasası ise darbeciler ve destekçileri tarafından hazırlandı ve halka zorla dayatıldı. Bu anayasa değişikliğine ‘Evet’ diyoruz, çünkü yaklaşık doksan yıllık Cumhuriyet tarihinde, bu halk 1921’den sonra ikinci kez, darbeciler ya da diktatörler tarafından değil, kendi seçtiği temsilcileri tarafından hazırlanmış bir anayasa değişikliğini doğrudan kendi oylarıyla kabul edecek ya da reddedecek.
    ‘Evet’ diyoruz, çünkü, bu anayasa değişikliği ile askeri vesayet ve darbeler rejiminin en önemli emniyet sübapları olan yüksek yargı kurumlarında taşlar yerinden oynayacak. 27 Mayıs darbesi tarafından kurulan Anayasa Mahkemesi, ve 12 Eylül darbesinin generalleri tarafından kurulan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, bir avuç darbeci yargıç ve savcının elinde darbecileri koruyan en önemli vesayet kurumları olmaktan çıkacak.
    ‘Evet’ diyoruz, çünkü darbecileri, işkencecileri, katilleri koruyan Geçici 15. Madde kalkacak. Darbecilerin yargılanmasının yolu açılmış olacak.
    Tüm yetersizliklere rağmen ‘Evet’ diyoruz çünkü, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının yolu açılacak, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı tanınmış olacak, HSYK’nın ve Askeri Şura’nın bazı kararlarına karşı yargı yolunun açılacak.
    13 Eylül’den itibaren, hükümeti anayasanın tamamen değiştirilmesi yönünde zorlamak için şimdi ‘Yetmez Ama Evet’ diyoruz.
    Çünkü tabii ki bizler de bu anayasanın tamamen değişmesi gerektiğini, anayasal vatandaşlık, örgütlenme özgürlüğü, seçim barajı, anayasanın ırkçı, milliyetçi ve cinsiyetçi söylemden tamamen arındırılması gerektiğini biliyoruz. Ancak bunun yapmanın yolu, yetersiz olmakla birlikte, hiçbir maddesi şu an var olan anayasadan daha kötü olmayan bu anayasa değişikliği paketine ‘hayır’ demek değil, 13 Eylül günü, bu toplumun, ‘bu ülkede anayasayı sadece darbeciler değil, ben de değiştirebilirim’ güvenine sahip olarak daha fazlasını istemek üzere işe koyulabilmesi için bugün ‘Yetmez Ama Evet’ demektir. Cemal Süreyya’nın da dediği gibi, “Arı su içeceğim diye susuzluktan ölünmez”.
    Türkiye’de demokrasinin önündeki en büyük engel yargı oligarşisidir. 12 Eylül’de oylanacak bu anayasa değişikliği paketinin özü işte bu oligarşiyi yerinden oynatıyor olmasıdır. Bu yüzden anayasa değişikliği yetmez ama evet diyoruz. Yargı oligarşisi ortadan kaldırılmadan sivil, demokratik, özgürlükçü bir anayasaya ulaşmak olanaksızdır.
    ···
   tümünü göster