1. 1.
    0
    Listedekileri tekrar say ve iyice öğren.
    Neden kendine ihanet ettin ? Neden tüm hayır dualarının elinden
    alındığını düşünüp de ağlıyorsun ? Neden güçsüz olduğuna ve hayatını
    değiştiremeyeceğine inanarak kendini aldatıyorsun ? Yeteneğin,
    duyuların, zekan, zevklerin, içgüdülerin, hislerin ve onurun yok mu? Umudun yok
    mu ?
    Neden gölgelerde sürünüyorsun, cehennemin rutubetine çağrılmayı
    bekleyen yenik bir dev gibi ?
    Çok şeyin var. Hayır duaların bardağından taşıyor. Onları sana öyle
    bir cömertlik ve sıklıkla verdim ki lüks içinde şımarmış bir çocuk
    gibisin, onların farkında değilsin.
    Cevap ver bana.
    Kendine cevap ver.
    Yaşlı, hasta, sakat, muhtaç ama zengin bir adam, senin hafife aldığın o
    kutsallığa sahip olabilmek için, kasasındaki tüm altını verirdi.
    O halde, mutluluk ve başarının ilk sırrını öğren.. Bu senin hazinen,
    bugünden başlayarak yeni ve daha iyi bir gelecek kurmana yarayacak araç gereç.
    O yüzden şimdi sana diyorum ki şükretmen gerekenleri gör ve şimdiden benim
    en büyük eserim olduğunu bil. Bu yaşayan bir ölü olmaktan kurtulmanı
    ve dünyanın en büyük mucizesini gerçekleştirmeni sağlayacak ilk kural.
    Yoksulluk içinde öğrendiğin derslere şükret. Çünkü az şeyi olan,
    fakir değildir ; yalnızca çok isteyen fakirdir. Gerçek güvenlik insanın
    sahip olduklarında değil, sahip olmadıklarındadır. Başarısızlığına sebep
    olan engellerin nerede ? Onlar yalnızca senin zihnindeler.Şükretmen gerekenleri gör.
    ikinci kural da birinciye benziyor. Nadideliğini ilan et !
    Kendini ufak tefek şeylerle uğraşmaya mahkum ettin ve orada başarısızlığını
    affedemeyerek, kendi nefretinle kendini yok ederek, kendini cezalandırarak,
    kendine karşı ve başkalarına karşı işlediğin suçlardan iğrenerek öylece yatıyorsun.
    Şaşkın değil misin ?
    Sen kendini affedemezken, benim seni nasıl olup da affettiğimi,
    günahlarını ve acınacak halini nasıl bağışladığımı anlayamıyorsun. Şimdi sana üç
    neden sayıyorum. Bana ihtiyacın var. Sen sıradanlığın gri yığını içinde,
    yok oluşa doğru giden bir hayvan sürüsü değilsin. Ve sen bir nadidesin !
    Rembrandt 'ın bir resmini, Degas 'ın bronz bir heykelini, Stradivarius 'un
    bir kemanını ya da Shakespeare 'in bir oyununu düşün. Bu kadar
    değerli olmalarının iki nedeni var. Onların yaratıcıları ustalardır ve
    sayıları azdır. Ayrıca onların bir eşine rastlamak mümkündür.
    Bu yüzden sen dünya üzerindeki en değerli hazinesin, çünkü seni kimin
    yarattığını biliyorsun ve sen yalnızca bir tanesin. Dünya kurulduğundan
    beri, senin tıpatıp aynın bir kişi daha olmamıştır.. Dünyanın sonu
    gelene kadar da asla, senden bir tane daha olmayacaktır.
    Özelliğinin ve tekliğinin hiçbir zaman farkına varmadın. Yine de
    dünyadaki en nadide varlıksın.
    Yüce aşk anında babandan sayısız aşk tohumu aktı, dört yüz milyondan
    fazla.
    Hepsi, annenin içinde yüzerken öldü. Bir tanesi hariç ! Sen.
    Annenin sevgi dolu sıcaklığında yaşadın, diğer yarını, annenden tek
    bir
    hücre, iki milyon tanesi ancak bir meşe palamudunu dolduracak kadar ufak bir
    hücre arayarak.
    Yine de sen tüm imkansızlıklara rağmen o karanlık ve felaket okyanusunda
    yaşadın, o ölümsüz hücreyi buldun, onunla birleştin ve yeni bir yaşama
    başladın. Senin yaşdıbına.
    Sen geldin, her çocuk gibi, henüz insandan umudumu kesmediğim
    mesajını getirdin. iki hücre bir mucizede birleşti. ikisinde de yirmi üç
    kromozom ve her kromozomda yüzlerce gen olan, her biri gözlerinin renginden,
    davranışlarına, beyninin ölçüsüne kadar senin özelliklerini taşıyan iki hücre.
    Tek buyruğumla, babanın dört yüz milyon sperminden biriyle, annenin
    ve babanın kromozomlarındaki yüzlerce genden birini birleştirip, her biri
    diğerinden farklı, üç yüz bin milyar insan yaratabilirdim.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster