1. 1.
    +14
    Şimdi anlatacağım öykü, kakalarımızın serüveni…
    Hani tuvalete onları gönderip, sifonu da çekip “hoşçakal kakalaaar” diyoruz ya… Peki nereye gidiyor bu kakalar?
    Kaka kardeş, tuvalet kaydırağından “hooop” diye aşağı kayıp yerin altına gidiyor. Orada, büyük ve uzun borulardan oluşan kanalizasyon sistemine geçerek diğer kaka arkadaşlarıyla buluşuyor. Yalnız kakalar mı var o boruların içinde? Hayır! Çişler, lavabolardan, çamaşır ve bulaşık makinelerinden akıp gelen pasaklı sular da var… Bu ekip her gün buluşuyor böyle; kahkahayla, neşeyle ilerleyerek kocaman eğlenceli makinelerin, havuzların ve tankların olduğu atıksu arıtma tesisine gidiyorlar!
    Atıksu arıtma tesisine vardıkları zaman, kapıda onları “Filtre Bey” karşılıyor. Bu neşeli ekibin arasına yanlışlıkla karışan tuvalet kağıtlarını, çocuk bezlerini almıyor içeri -çünkü onlar oyuncakları bozabilirler. Filtre Bey onları lunaparkın ilk oyuncağına gönderiyor: çöktürme tankı havuzları! Alt alta, üst üste diziliyorlar. Hani biz de havuza girmeden önce, üstümüzdeki kumlar gitsin diye duşa gireriz ya, bir sonraki adım olan havuza hazırlanıyorlar; kumlarından kurtuluyorlar!
    Daha sonra kakalar, çişler ve pasaklı sular, hep birlikte havuza giriyorlar. Jakuzili bir havuz bu, alttan alttan hava üflüyor; fokur fokur kaynıyor! Ne eğlence! Yüzüyorlar, yüzüyorlar… Havuzda bizim gözümüzle göremeyeceğimiz kadar küçük canlılar var. Bakteriler, diyorlar onlara. Bakteriler kakaları, çişleri ve pasaklı suları temizliyorlar. Kirlerini söküp alıyorlar üstlerinden.
    Havuzdan çıkınca, yeniden duş alıyorlar bizim kafadarlar. Hani üstlerinde kalan, bakterilerin gözünden kaçan bir şeyler varsa diye.
    Artık tertemiz olmuş kakalar, çişler ve sular için şimdi denize girme vakti! Bazı şehirlerde, kendilerini mavi denizin serin sularına bırakıyor bu eğlenceli ekip… günü öyle bitiriyor! Bazı şehirlerde ise deli dolu akan nehirlere karışıp kano yapıyorlar!
    Ve hep bir sonraki gün, aralarına karışacak yeni arkadaşlarını bekliyorlar.
    ···
   tümünü göster