kendime kısa bir not

doğumgünümün ilk saatleri.

geçen sene bana attığın mesajdan bir kısmı hatırlıyorum, biliyorsun ben her şeyi hatırlarım. hatta bugün fakültedeyken bana onlarca kez sakızını verişin ve dudağımı ısırışın aklıma geldi. her neyse "umarım bu mesajda söylediklerimi önümüzdeki sene ellerini tutup gözlerine baka baka söylerim" demiştin bana. ben inanmıştım, olur sanmıştım. neden böyle oldu tartışmasına girmeyeceğim.

6 kasım bugün. geçen senenin 6 kasımında doğumgünümde sen yanımdaydın.

ve yaptığın o güzel sürpriz. unutamam ki ben onu. dünyanın en lezzetli kurabiyelerini yemiştim. en güzel balıkları bizimdi. her sabah sana fotoğraflarını atıyordum unutmamışsındır. hatta "sen" dediğimiz balık önceden ölmüştü de sen üzülme diye sana haber vermemiştim birkaç gün. orda bile anlaşılmıştı ya "benim tek kalacağım" her neyse yine.

bugün fakülte çıkışı arkadaşlarımla ne yapacağımızı konuştuk, benimde inanmayacağım şekilde çok fazla arkadaşım oldu ve sanırım çok seviliyorum. sadece yakın olduğum 5 kişiyle meyhaneye gideceğiz yarın. rakı içeceğim.

o rakının her yudumunda aklıma geleceksin be, geçen sene yanımda hissettiğim kadın için içeceğim. ne kadar acı değil mi? bilmiyorum, bence çok acı.

fakülte çıkışı aklıma geldin, dedim belki bu gece mesaj atar? sanki mesaj atmışsın gibi onlarca cevap bile hazırladım kendi kendime. aslında ben senin doğumgününü kutlamadım ya, hani bilirsin ben doğumgününü kutlamadım senin, ama sen kutladın. belki yine kutlarsın umudunu az da olsa yaşatıcam. ama biliyorum, kutlamayacaksın.

çok acı be, her şey. okulum düzgün, arkadaş çevrem güzel. ama yoksunluğunu hep hissediyorum. ya okul çıkışı sigara içerken ya eve gelirken ya da okula erken geldiğim günlerde kantinde kahve içerken.

hep aklımdasın yani. ben bir insan ne kadar özlenebilirse seni o kadar özlüyorum.

neyse çok konuştum yine, birazdan uyurum. yarın belki çok eğlenicem, ama aklımın köşesinde olacaksın sen.

seni çok seviyorum avuç içini öptüğüm kadın, çok fazla hemde.

6 kasım/antalya