20 yaşına ilk girdiğim doğum günümde edirne ye gittim memleket işte ordan sarıcaaliye geçtik o da doğup büyüdüğüm köy orda bizim ahmet abiler var onların yanında kalıcaz içicez sıçıcaz felan yanımda da arkadaşım var kemal ve bu arkadaşım can ciğer hani 15 senedir bi arkadaşlık var. Neyse ahmet abinin iki çocuğu var bunların küçüğü kız melike büyüğü erkek burak diye neyse işte bu kız benim yeğen sayılır 6 yaşlarında var yok abiiim diye koşar sarılır bana bende ulan hıyarın sıpası seviyodum öyle ahmet abiyle de çok samimiyiz. Neyse ilk gece geçtik yemek yedik böyle ev de eski tahta evler vardır bilirsiniz pencere kenarlıkları da tahtadır böyle seramik yerler felan neyse giberim evi şimdi konu bu değil. Öyle bi evde kalıyoruz ama büyük yani ev bide tatlı mı tatlı bi bahçesi var köpekler felan var bahçede öyle bi ev golden köpekler bende hastasıyım goldenin dıbına koyim nerde görsem atlar severim felan neyse. Yemek bitti felan ben dışarı çıktım bi sigara içeyim dedim ama hava sisli böyle 10metre bi görüş mesafesi var ve sürekli bi fısıltı gibi rüzgar esiyo bi gariplik var havada kemal dedi bu hava ne dıbına koyim deprem mi olucak felan diye söyledi dedim harbi lan felan sonra ahmet abi geldi bu hava tam içmelik he dedi edirneli değil miyiz dıbına koyim yağmur yağsa içiyoz yağmur dinse içiyoz her türlü sebep var gittik arabayla rakısıdır birasıdır aldık o sıra yenge sofra kuruyo işte sigara felan aldık geri dönüyoruz, kapı önüne geldik köpekler yatıyo uyuyo dedim bunlar ne ayak ahmet abi hayret dedim hasta onlar ilaç veriyoruz yorgun hissediyolar hep yatıyolar dedi ah dedim içimden dıbına koyim oynayamıcaz itlerle felan sonra sofrayı gördük oturduk içmeye işte muhabbet siyasetten futbol oldu ordan ne var ne yok oldu bir sürü muhabbet yani biyerden de kafalar hafiften geliyo hava da karardıkça böyle bi sıkıntı kasvet doluyo insana bilirsiniz.