bursada halamların oturduğu siteye girdim, asansöre geldim. asansör çağırma tuşuna bassınca gelmesini beklerken yanıma biri daha geldi, yüzüne baktım kim bu şapkasını gibtiğim diye... bakmaz olaydım serkandı bu. o anda sözlüğe ve bize yaptıkları için azını burnunu kırmak istedim ama tuttum kendimi. asansör gelince içeri girdik. kapıya doğru dönüp. "sözlük çok bozdu" dedim tok bir sesle. sevindi zütünü gibtiğim, kendini ünlü gibi hissetti. "sen yazar mısın" dedi hemen heycanlı heycanlı. sağıma dönüp göz teması kurdum. bir haftadır seni takip ediyorum sözlüğe yaptıklarının, düşen yaş ortalamasının hesabını vereceksin dedim. "ne diyosun sen birader" dedi. hiç arkamı dönmeden elimin tersiyle stop tuşuna bastım. "bu gün burada bitecek serkan inci, bu gün bitecek" dedim sesim titreyerek. "dur kardeşim ne yapıyorsun... " diyemeden yapıştım dudaklarına. karşı koyar gibi oldu ama o da saldı kendini. 2-3 dakika öpüştük, hiç bitmeyecek gibiydi. yavaşça elini pantolonumun içine kaydırdı gibimi sıkıp avuçlamaya başladı. nefes alışlarımız hızlanmıştı. acele etmeliydik kemerini çıkartıp pantolonunu indirdim haşmetli yannanımı azına aldı. yeterince sertleştiğinden emin olunca arkasını döndü. beni resmen zevkin doruklarına çıkardı. 5 dakikada işini bitirdi aslanım. yüzüne boşalıp kamşullahıyla yüzüne yüzüne vurdum. sonra hiç konuşmadan üstümüzü toparlayıp giyindik. hiç bir şey yaşanmamış gibi yolumuza devam ettik.