/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +2
    Evet kankalar her türk genci gibi bende vatani görevimi elimden gelenin en iyisini yaparak gerçekleştirdim..

    Bu kardeşiniz 2002 yılında ankarada usta birliğinde vatani görevini yaparken çıktığı çarşı izinlerinde gençlik parkı kızılay yukarı aşşağı ayrancı ve diğer bilimum bölgelerde aylak aylak gezerken bir şeyin farkına vardı...
    inanın itimat edin dünyada yaşayan gaylerin biciksüellerin 3/1 ankaradadır.. tabi buda bir tercihtir saygı duyar eleştrisel boyutta yada aşşağılama adına yapılan bir yazı değildir bu tespitin ana kaynağı şu eğer bana anlatılan olay doğru ise tabiki...

    ne zaman dolaşsam kızılayda ulus taraflarında gençlik parkı dolaylarında burnuma her yerden esans kokusu geliyordu bu parfüm kokusu tek tip olup bir çok bölgede algıladığımda hiç unutmam üst tertiplerden birisi ile birlikte akşam yemeği yerken ya abi sana bir şey soracağım ben ne zaman izine çıksam ağır bir parfüm kokusu var havada... hangi köşeyi dönsem bir an kaybolsa bile bu koku kısa bir süre sonra tekrardan algılıyorum...
    sen bununla alakalı bir şey biliyormusun diye sordum..
    Oda gülümseyerek... Olum o bahsettiği koku buradaki gaylerin şifresi gibi bir şey o kadar çoklar ki birbirlerine iş olmamak için pasif takılan kesim bu kokudan sıkıyor ve kalabalık içerisinde birbirlerini bu koku sayesinde tanıyorlar...

    Aklıma birden bire o meşhur alpacinonun başrollerinde oynadığı şu bir dönemin amerikasındaki homoların eşcinsellerin züt çeplerine aktif ise mavi pasif ise beyaz mendil taktıkları ama şu an ismini hatirlayamadiğim filmi geldi...

    Kızılay meydanına yakın türkiye odalar borsalar birliğini geçtikten sonra karşı kaldırım istikametinde birde gibiş filmlerinin 7/24 döndüğü bir sinema vardı... ilk girişimde malumunuz sinema ortamları karanlık olur ve daha öncesinde girmediğim için gözler ayaklar alışkın değil yolu yordamı bilmiyoruz derken kapıdan girdim içeri zifiri karanlık adamın biri hatuna öyle bir yaslıyordu ki girer girmez dona kaldım dıbına koyim derken bir müddet sonra gözler karanlığa alışıp oturma gruplarına doğru kafayı çevirdiğimde gördüğüm sahneyi sizlere anlatacak cümleleri bir araya getirmek zor olacak çünki anlatılmaz yaşanır bir durumdu...

    yukarıdan aşşağı doğru olan salon tertibi tahmini 20 şerli sıralar halindeki koltuklardan oluşmaktaydı her iki kişinin arasında duran bir kişi yada 4 kişi arasında duran bir kişi devrilmiş bir yanındakine saksafon çalıyordu... bu bahsettiğim olay en ön saflardan başlayıp en arka saflara kadar böyleydi.. Allah belanızı versin deyip çıktıktan sonra dedim bu kadar para verdik bari siçip çıkalım kenefe.. dıbına koyim kenefe adım atar atmaz iki tane peruklu travesti karşıma çıkmasın mı elini gibime uzattı asker 10 lira ver gibişelim demezmi oradan nasıl çıktım nasıl zütü kurtardım orasını ben bilirim...

    işte o meşhur sözün mucidi o gün ben oldum..

    ANKARANIN DiKMENi BiR DAHA GELiRSEM gib BENi... der all the time pompa diyerek hepinizi gözlerinden öperim kankiştolarım...
    ···
   tümünü göster