/i/Tespit

  1. 1.
    +52 -3
    Merhaba panpalar.

    Sizlere hayatımızın içinde bulunan sanal bir gerçeklikten bahsetmek istiyorum. 3-5 satır yazmak geldi içimden, göz ucuyla bile okusanız kafi. Yeter ki bir göz atın.

    Şimdi nedir bu sosyal medya? Adı üzerinde güya. Sosyal-Medya. Kendi içeriğini kendin oluşturuyorsun. Kendi güncel bilgini kendin yaratıp, işte allah kaç kişi verdiyse ona hitap ediyorsun, hitap ettikçe senin gibi kendi içeriğini yayınlayan adamlara ulaşıyorsun, onlarla da ibretlik paylaşımlarda bulunuyorsun. Bu örüntüyle kocaman bir ağ oluşturuyorsun kendine . Tanıdık akraba filan görüyor içeriğini fotoğrafını sen de onlarınkini görüyorsun, senden kilometrelerce uzaktaki insanla fikirlerini paylaşıyorsun. Tıpkı şu an benim yaptığım gibi. Ben de kendi içeriğimi oluşturuyorum ve 'gönder' butonuna bastıktan sonra Serkan bininin sahibi olduğu bu ortama verimi giriyorum.

    Bunu sen de yapabiliyorsun, 'biri gelince bütün sayfaları nasıl kapıyoz?' diyen orta yaşlı dayın da yapıyor. Facebook'unda gülden karaböcek paylaşıyor misal. Üstüne de işte atıyorum ' içim kan ağlıyor ulan :( :( ' gibi bir mesaj girerek postalıyor zukerberg denilen döl israfı adamın sitesine.

    Bu aslında her yönüyle çok güzel bir şey gibi gözüküyor. Hiç bir olumsuz tarafı yok gibi. Sana 'özgür' olduğunu hissettiren bir olay.

    işte hep derler ya 'Bunlar hep Amerika'nın oyunu'. Cidden öyle panpa. Bak şimdi dananın kuyruğu kopuyor. iyi izle.

    ilk paragrafta bahsettiğim bilgi ağında milyarlarca kişi var. Hepsi kendi içeriğini üretiyor. Peki, herkesin ürettiği bir şey daha doğrusu her yerde bolca bulunan bir şey, ne kadar değerli olabilir? Tabi ki de değersiz olur. Peki önemli veriye nasıl ulaşabiliriz? Daha doğrusu değeri olan veriye. işte burada olay değişiyor.

    Bilgiyi, veriyi önemli kılan ilk şey kişinin statüsü olmalı/olmalıydı. Mesela diyelim Songül Karlı, yeni türküsünü paylaşıyor. Songül Karlı'yı takip eden kitle direk bu veriye ulaşıyor ve veri popüler oluyor.

    Sosyal medya hesapları ilk oluşturulduğunda, olay böyle yürürdü. Fakat işin içerisine herkesi eşitleyecek bir şey getirdiler. Ne mi? işte bunu getirdiler.



    Like butonu






    inci sözlük tabiriyle 'şuku'. Feysbukta şukulanan içerik, popüler oluyor ve daha çok kişiye erişiyor. Daha çok kişiye erişen içerik, kişiye bir statü getiriyor. Yani olay artık tam tersine çalışıyor. Statü sonradan kazanılıyor.

    'Bu olayın bize ne kötülüğü olur yeeaa' diyoruz ya işte aslında bizi esir alan, hayatımızı değiştiren şey bu. Bir insanın feysbukuna, instagrdıbına giriyoruz bakıyoruz heee kaç şuku almış bu resim? instagram'da işte atıyorum 20 şuku almış. Bu adam beş para etmez, ezik, loser filan gibi bir çıkarım yapıyoruz.

    Feysbukta paylaştığı gibindirik şarkısı 50 şuku alan sidikli fato için, ilk başta orta karar eh işte gözüyle bakarken bununla fikrimiz değişiyor. işte spor arabasıyla ciksi pozunu vermiş sümüklü Memet var ya işte böyle bir içerik ile karşımıza gelince 'adam gibi adam oluyor'. Hemen onun ağında bir yer bulmak istiyoruz. Onun ağındaki yeni insanlar ile etkileşime geçip yeni bir ağ, yeni bir 'arkadaşlık' elde ediyoruz.

    Kendi perspektifimize gelince... Orta halli, etliye sütlüye karışmayan mülayim bir insan da işte bu popülerliği elde etmek için, bol like alan/alacak potansiyel ile çıkıyor insanların karşısına. Retrika ile yüzündeki pürüzü yok ediyor, gözlerinin rengini açıyor resmini filtreliyor da filtreliyor. O sıradan tipini ortaya çıkarmak için ne gerekiyorsa yapıyor. Taliban gibi sakal da bırakıyor, twitter'da esprili komikli tweetler de atıyor, sürekli bilgi güncellemesi yapma ihtiyacı hissediyor. Sürekli ortaya çıkmak, doğuştan sahip olduğu engelleri sosyal medya ile böyle kırmaya çalışmak istiyor. Gerçekle yüzleşmek yerine, gerçeğini bulandırıyor tanımıyor onu. Gerekirse like hilesi de kullanıyor.

    Kemal ekşioğlu gibi ibiş adamların paylaşımlarına 'popi' olacak yorumlar yapmaya çalışıyor, kafa patlatıyor saatlerce. Tek amaç şuku almak. Şuku alıp geniş bir sosyal ağ yaratmak kendine.








    Şu resim anlattıklarımın özetidir. Şuku almak için olmadığımız bir insan oluyoruz. Kendimizi ifade edip, geliştireceğimize kendi gerçekliğimizi bir kenara itip bir rüyanın içerisinde yaşıyoruz. Kendi köleliğimizi kendimiz yaratıyoruz. Şimdi ben burada bık bık konuşup ta demiyorum ki işte kapatın her şeyi, şeytan icadı bunlar filan. Kullanın. Fakat bunun farkına varın panpalar. Başında saatler geçirdiğiniz şeylerin gizlilik sözleşmesinde ne yazıyor, ulan ben napıyorum diye sorun arada kendinize.

    Buraya kadar okuyan bütün panpalarımın gözlerinden öpüyorum. Dileyen olursa şu kısa filme de göz atsın.

    https://youtu.be/QxVZYiJKl1Y

    iyi Pazarlar

    Selamlar
    ···
   tümünü göster