/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 801.
    +54 -1
    *
    anlatmaya devam etti.
    -emre beni ilk aldattığında deliye dönmüştüm. sürekli bana yanlış anladığımı söylüyor, beni ikna etmeye çalışıyordu. okuldan hatunun biri musallat olmuştu ona. mesajları okumak için telefonunu istemiştim. vermemek için çok direnmişti. deliler gibi ağlıyordum. bağırıyordum. öfkeden deliye dönmüştüm. daha fazla uzatmayarak telefonu bana verip "ne halin varsa gör" dedi. bazı mesajlar silinmişti ama kalanlar bile durumu gayet net açıklıyordu. her ne kadar inkar etse de kızla görüşmüş, iki defa da evine gitmişti. nefret ediyordum o an emre'den ama kahretsin ki sevgim hala bitmemişti. telefon bendeyken kız bi kaç sefer daha aradı, mesaj attı. o yüzden bu telefonu geri vermeyeceğimi söyleyerek emre'den telefonunu değiştirmesini istedim. zorla da olsa yeni bi hat aldı. telefonunu da değiştirmek istediği için yeni bir de telefon. emre'nin hattı ve telefonu bendeydi. bi kaç sefer istese de "asla vermeyeceğimi" söyledim. telefon bende iken bi kaç defa daha kırıkları aramıştı. emreye söylememiştim. zaten emre'den gideceğimi kafamda netleştirdiğim için üzerine düşmedim. telefonu kapatıp emre bulmasın diye de sakladım. bi tak yiyecek olsa yeni numarasından yine yapardı ama kendimce önlem alıyordum işte. sonra bi kaç defa aklıma geldi, en azından telefonu vermek için bi kaç defa bakındıysam da telefonu nereye koyduğumu bulamadım. konu öyle kapandı gitti. ben izmir'den kaçıp, izmit'e gelip, yeni evime taşındığımda eşyalarımı yerleştirirken valizin arka cebinden bi telefon çıktı. bu telefon emre'nin bende kalan eski telefonuydu. dedi
    -o zaman beni yani aslında seni arayan emre değil sendin. dedim
    mahçup bir tavırla başını öne eğdi.
    ekranda çıkan "emre arıyor" yazısı da böylelikle açıklanmış oluyordu.
    -çok çaresiz hissettim Ömer, sanki her an kapı çalacak, Emre gelecek gibiydi. dedi
    -ee neden geldiğimde anlatmadın o zaman durumu. dedim
    -daha adını bile bilmiyordum, öyle bi deli cesareti işte, bir anlık korkuyla yaptım. dedi.
    -peki ben eşyaları yerleştirip gittikten sonra bi şey oldu mu. dedim.
    -hayır, korktuğum olmadı, belli ki beni korkutmak belki de denemek için yapmıştı. sadece eski günlerimize dair önemsiz bi kaç mesaj attı. dedi
    -madem o kadar nefret ediyorsun yeni telefonuna neden kaydettin "Emre"yi o zaman, unutamadın mı hala, özlersem ararım diye mi kaydettin. dedim
    -asla. dedi gözlerinden nefret fışkırarak.
    -o zaman? dedim
    -numarası ezberimdeydi ama nolur nolmaz bi yerden yeni numaramı bulursa dalgınlığıma gelip açmıyım diye kaydettim. dedi
    mantıklı gelmişti, sustum.
    içimden sadece "vay amk" diyebildim o an.
    kafamda Eylül'ün anlattıklarını oturtmaya çalışıyordum. aklıma milyon tane soru geldi ama ilk hangisini sormam gerektiğini bilemediğim için bi süre sessiz kaldım.
    -bi soru sorabilir miyim sana.? dedim sonunda içlerinden birini seçerek.
    -bu konu hakkında sadece bu geceye özgü istediğin soruyu sorabilirsin, sonuçta seni de kendi derdime ortak ettim, sor bakalım. dedi
    -dün akşam hastaneye geldiğinde, hani ablamı beklerden uyuyakalmıştık ya sonra telefon çaldı uyandık, ben arayanı gördüm, Emre arıyordu. açmadın. sonra ben kalktım gittim, köşeden sana baktım, telefonla konuşuyordun, muhtemelen Emre'yi aradın, neden yanımda açmadın, neden ben kalkınca onu geri aradın. dedim.
    -ben Emre'yi aramadım, Emre arayınca korktum işte, panik oldum tekrar, mecbur kaldım Ali'yi aradım, yardım istedim, o gelene kadar sen geri dönersin ve vedalaşırız da giderim diye düşünsem de Ali zaten yakındaymış, sesimi kötü duyunca direk geldi, sen daha gelmeden beni aldı zütürdü. dedi
    Eylül'ün anlattıkları benim Ali'yi Eylül'ün sevgilisi sanmamı, adını da Emre zannetmemi tamamen özetliyordu aslında.
    ben salak gibi kendim kurmuşum kendim inanmışım.
    ne kadar salak olduğumu Eylül'den gerçekleri öğrenince anladım.
    Eylül bunları anlatırken arar ara ağlıyor.
    Emre adını telafuz ederken resmen acı çekiyordu.
    Eylül anlatırken kendimi öyle bi kaptırmışım ki zamanın nasıl geçtiğini bile anlamamıştım.
    saat 3'e geliyordu.
    bi süre sessiz kaldıktan sonra
    -yanıma gelir misin? dedim Eylül'e.
    hiç sorgulamadan oturduğu koltuktan kalktı ve yanıma geldi.
    "ne için çağırdın" der gibi baktı bana.
    -biraz daha yaklaşır mısın? dedim.
    yaklaştı.
    elimi ağır ağır kaldırarak gözyaşlarını sildim ellerimle.
    tebessüm etti yine.
    -biliyor musun... demişti ki
    Eylül'ün telefonu çaldı...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster