"a man's got a limit" oasis/the importance of being idle

aslında bu şarkı sözü her şeyi açıklıyor. bizim de limitimiz olmalı, özellikle konu kadınlar olduğunda. onun yaptıklarına katlanamama limiti. neden bunu yapıyoruz? çünkü aciziz. acizsiniz. acizlik derken kendi içindeki potansiyeli kendi bulamamak, başkalarından medet ummaktan bahsediyorum. tanıdık geldi mi? neden kendinizi bi kadına bağlıyorsunuz ki? erkeğe tek ihtiyacı olan şey kendisidir. bunu 31 olarak anlayan hemen terk etsin lütfen. bu gözümüzde büyüttüğümüz kadınlar var ya, bize yaşama gelme amacımızı unutturuyor. amaç derken, kadınlar gerek zihinsel gerek bedensel olarak büyük işler için yaratılmamıştır. bunun için biz varız zaten. eğer biz olmasaydık, kadınlar tek başına olsaydı sanıyor musunuz ki bu günlere gelebilirdik? bu büyük işler için yaratılmamalarını görüntülerinden anlayabilirsiniz zaten. onlar yaşamlarının çilesini yaptıklarıyla değil, katlandıklarıyla çekerler. mesela çocuğu doğurup onu yetiştirmek, eşlerine karşı itaatleri. en yoğun acılar ve neşeler onlara göre değildir. kadınlar sahip oldukları doğal yapıya uyumun sonucu olarak çocuk bakıcısı olarak davranmaya yatkındırlar ki bu onların içindeki çocuksuluk, uçarılık ve dar görüşlülükten kaynaklanır. çocuk ile yetişkin bir erkek arası orta noktadırlar. kadınlar için doğanın büyük gücü, özellikle konu genç kızlar olunca dramatik anlamda çarpıcı etkiyi göz önünde tutmuştur. çünkü onları yaşamlarının kalanı pahasına birkaç yıllığına tanımsız bir güzellik, cazibe ve dolgunlukta donatır. doğa bunu öyle bir şekilde yapar ki, bu birkaç yıl boyunca sizin gibi abazaların hayal gücünü tutsak edebilirler. bu olay yaşadıkları süre boyunca onların bakım ve gözetimini üstlenmeyi kabul eden ve onların peşinde koşturup duracak boyutlara erişir. eğer sen mantığınla hareket edip ve düşünüp taşınarak hareket etseydin, onun bu adımını görüp baştan savururdun zaten. doğa kadınları öncelikle bunla donatmıştır.

devam edeyim mi dostlar, ileride çok yararlı bilgiler sizi bekliyor olacak.