/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 2351.
    +45
    *
    arabayı park edip hem ablama bakmak hem de aysel'i almak için indim arabadan.
    kapının önünce fırfırlı bi ayakkabı duruyordu.
    ablam böyle bir ayakkabı giymeyeceğine göre aysel'in yerini bulmuştum.
    kapıyı çaldım.
    kapıyı aysel'in açmasını beklerken ablam açtı.
    bana selam vermeden içeriye doğru
    -eylül sen mi haber verdin ömer'e. dedi
    ablamın arkasında heyecanla kapıya gelen eylül belirdi.
    beni görünce gülüverdi lan beyler.
    ben de güldüm her zamanki gibi.
    -geçsene. dedi ablam.
    orda eylül'ün korkusundan "aysel'e bakmaya gelmiştim, burda mı" diyemeyeceğim için mecburen girdim içeri.
    ablamla eylül kahvaltı yapmışlar üzerine çay içiyorlardı.
    -kahvaltı yaptın mı ömer. dedi ablam
    -yaptım abla. dedim aysel'in beklediğini düşünerek ısrar etmesinler diye.
    -çay? diye sordu eylül.
    ona da "yok" dedim.
    henüz içeri gireli 2-3 dk olmuştu ki
    -neyse müşteriye gidiyordum sizi bi görmeye geldim, ben gideyim. dedim
    eylül ile ablam birbirlerine baktılar.
    söylediğim şey gerçek olmasına rağmen o an birden yalan gibi gelmişti, farkındaydım.
    -madem müşteriye gidiyorsun buraya niye geldin. dedi ablam haklı olarak
    eylül de başını sallıyor ablamı destekliyor anında kız dayanışması yapıyorlardı.
    ablam ve eylül'ün böyle anlaşması hoşuma gitmişti aslında ama o an artık kalkmam lazımdı.
    -ne biliyim, sizi kırmiyim diye girdim işte. derken ayağa kalkmış kapıya doğru yönelmiştim.
    "nerde lan bu kız diye söylenerek" çıktım evden.
    çaresiz tekrar aysel'in evine sürdüm arabayı bir daha bakmak için.
    sokağa girdiğimde bahçe kapısının önünde bekleyen aysel'i gördüm.
    beni görür görmez kaşları çatılmıştı.
    ta sokağın başından görebiliyordum sinirli olduğunu.
    yanına gelince durdum.
    "yine arkaya biner" diye düşünsem de bu sefer yanıma oturmuştu.
    "demek ki çok da kızmamış" dedim kendi kendime.
    -kornaya bastın kaçtın herhalde. dedi
    -sana da merhaba aysel. dedim
    -merhaba da nereye gittin dedi
    -geldim, korna çaldım, bekledim ama çıkmadın, camdan da bakmadın, sonra ablamdasındır diye düşünerek ablamın evine gittim sana bakmaya. dedim
    -perdeden bakmadım çünkü duştaydım. dedi
    -beni çağırıp duşa mı girdin. dedim
    -her zaman yarım saatte anca geldiğin için, ne biliyim bu sefer erken geleceğini. dedi
    söylediklerinde yerden göğe kadar haklıydı.
    aysel'in bana yürüdüğünü bildiğim için genelde söylene söylene ve geç giderdim.
    bazen 2. yi aramasını beklediğim zamanlar bile olurdu.
    utanmıştım lan beyler.
    ses tonu ve kullandığı kelimeler ne eskisi kadar samimi ne de son seferki kadar soğuktu.
    son olaylardan sonra aysel'den bana eskisi gibi davranmasını bekleyemez ve istemezdim de zaten.
    böyle iyiydik aslında.
    o söylemeden ben sordum
    -kafeye di mi. dedim
    -ha yok, alışverişe çıkıyorum. dedi
    -önce şu iş mevzusunu bi halletseydin. dedim
    -cuma günü gidicem, öyke konuştuk. dedi
    -peki hadi bakalım, hayırlısı olsun. dedim
    -bakıcaz artık. dedi
    alışverişi hep fethiye caddesindeki dükkanlardan yaptığı için nereye diye sormadan direk fethiye caddesine sürdüm arabayı.
    bankaların oraya gelince durdum.
    aysel'den çekindiğim için genelde ben bi şey demeden o taksimetreye bakar, yazan miktarı hep 10 katına tamamlar öyle verir, ben de küsüratı atar ekgib alırdım hep.
    taksimetre 13 lira yazmıştı.
    her zamanki gibi 20 lira verdi ama ben her zamanki gibi 10'unu alıp 10'unu geri veremedim cebimde hiç para yoktu amk, nasıl verecektim.
    para üstü zaten beklemeden indi aysel arabadan.
    ilk defa böyle bi şey yapmış, çok utanmıştım.
    ama yine mecburdum amk.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +34 -2
      ccc aysel reyiz ccc
      ···
    2. 2.
      +28
      supernatural melekleri gibi aysel de.. iyi mi kotü mü anlamıyosun ama faydası daha çok zararından *
      ···
   tümünü göster