1 saat kadar öyle yattıktan sonra kalkıp ikimizde üzerimizi giyindik. çiçeğin yüzünden okunan bir mutluluk, benim aklımdaki sorular cehennemiyle yola koyulduk. daha kestirme olması için dolmuşla gittik. vardığımızda her zaman ki geldiğimiz saatten birazcık daha geçti. tayfun abi kapının yakınlarında oturmuş yumurta tavuk falan yiyordu. çiçeği içeri gönderip tayfun abinin yanına gittim.

-abi nasıl yiyorsun bu kadar yumurtayı tavuğu ya ?

-yemezsem balon gibi söner giderim halidaki. vücudun proteine ihtiyacı var.

-haklısın abi beni ne zaman zütürcen spora ya ?

-ben hemen hemen hergün saat 2 civarı giderim. ayak uydurabilirim dersen yarından başla.

-abi bugün düşüneyim sana gece çıkışta haber veririm. olmadı sabah birlikte gideriz olur mu ?

-olur olur.

-hadi abi afiyet olsun ben içerdeyim.

-tamam aslan kolay gelsin.

içeri geçip her zaman yaptığım rutin işlerimi yapmaya başladım. masa düzenleri, kabaca bir temizlik, çerezlerin hazırlanması, içkilerin hazırlanması, buzuydu çöpüydü derken saat gelmeye başlamıştı. yavaş yavaş gelen çiftler, cıbır hatunlar, hemen hemen hergün görmeye alışık olduğum tipler işte. bir yandan da gözlerim nurhan abiyi arıyor. nurhan abiyle çiçek mevzunu konuşcam.