S.A. biraz yorgundum. Devam edeyim. insanların beyinlerine bazı fikirler kodlanırken o kodlar kendini korumakm zorundadır. işte bu kodlar senin beynine kod olarak işlendiğinde senin DOĞRU MANTIĞIN oturmuş olur. Ama bu DOĞRU MANTIK aslında sende kodların oluşturduğu bir yanılsamadır. Dikkat ettiysen yukarıdaki yazımda beyin yıkama kelimesini kullanmamaya çok dikkat ettim. Bunun sebebi beyin yıkama kelimesi duyunca senin kafanda anında "HAYIR ÖYLE DEĞiL" kodu devreye girmektedir. Bir insanın beynini yıkamak çok kolaydır evlat. Bizim elimizde devlet aygıtları veya örgüt aygıtları olmadığı için büyük resimleri hepimiz göremeyiz. Yani, asıl planlamak istenilen ve var olan arasında gidip geliriz. Bu noktada bir insan bir ajana dönüşür. Aslında ajan kelimesini de kullanmamam lazım çünkü bu sende otomatik olarak bir karşı kodu ortaya çıkaracak ve otomatik olarak benim ajan olduğumu düşüneceksin. Hatta şuan senin beyninde direk düşman kategorisine bile girmiş olabilirim. Şimdi ajan kelimesiyle ne demek istediğimi izah edeyim. Ajan kelimesini bir temsilci, sahadaki el ve insandan devşirilmiş bir silah olarak kullanıyorum. Bir kelimeyi bir çok anlamda kullanıyorum. Yani casus anlamından farklı bir anlamda ingilizcedeki agent'in karşılığı gibi yani. Neyse devam edeyim, beynindeki AJAN kodlaması seni bir merkez konumuna sokar çünkü sen temsilcisindir bu temsilcilikdeki görevin ise bir ikna unsuru olmaktır. Yani beynine kodlanan bu şeyler seni kendinden menkul bir görevli kılmıştır. Senin yazılarından sendeki kodlamanın başarıya ulaştığını düşünüyorum. Bu noktada sen yaşadığın dünyaya bir tehtid unsuru oluyorsun. Yani tabiri caizse bir virüs. Burada okuduğun her kelime o kodları uyandıracak ve bana uygun bir cevap vermeye çalışacaksın ama öne süreceğin her argümanı çürüteceğim için bunu yapmak istemeyeceksin. Maalesef bu böyle. Üzügünüm. Keşke sana sunulan sahte özgürlüğe, sahte cinsi ilişkilere, sahte kahramanlıklara hemen teslim olmasaydın da biraz direnseydin. Bunların hepsi samimiyetten. Bir ajana dönüştürülmek için biçilmiş bir kaftandır samimi gençlik. Şuan Türkiyede tam bir 12 eylül öncesi durumu hakim. Özellikle HDP gençliğinde hepsinde küçük yaştan itibaren yapılan kodllamalar başarılı olmuş durumda. Hayatı öyle yanlış algılıyorsunuz ki gerçekleri görünce hayal bile edemeyeceksiniz. O ezilmişlik, hor görülmüşlük aslında tam bir hezeyan ve ilüzyon. PKK çıkmadan önce doğuda 20'nin üzerinde farklı görüşten kimisi bağımlı kimisi bağımsız çeteler vardı ve Kürtlerin eşkiyalık kültürünün modern çağa bir yansımasıydı. PKK ile bu kontrol altına alınmak istendi ve başarılı da olundu. Apo demir yumruk politikalarıyla ve devlet desteğiyle bunları başardı ama sonra örgütü feshetmedi. Burada kesiyorum. Bu noktaya daha sonra değineceğim. ama unutma burayı sakın. Şimdi başka bir konuya geçeceğim.

Aranızda Ermeni soykırımını bir Ermeniden çok daha çetince savunan Kürtlerin olduğunu görürsün ve bu çocuklar gerçekten öz ve öz kürttür. Öcalanda örgüt yöneticileri de soykırım diye birşey olmadığını çok iyi bilirler. Türk devletinin hiçbire şekilde bir soykırım yapmadığını emrini de vermediğini çok iyi bilirler. Çünkü devletin dağlara hükmü geçmedi şimdiye kadar. Jean Baptiste bilmemne adında bir fransız sosyoloğun KÜRTLER diye bir kitabı vardır Cemal Süreya Çevirmiştir. Bu kitapta Eşkiyalık kültürünün kürtlerin tarihiyle yaşıt olduğunu söyler Kürt hançerinden ve yemek alışkanlıklarından ve ağalık sisteminden hepsinden bahseder. Bu kitap 1800lü yılların sonunda yazılmıştır. Osmanlıya yıkmak için Kürt hareketleri gerçek manasında ise bu tarihten sonra Doğuya Amerikan okullarında okutulan gayri müslim doğuluların eğitilmesinden sonra başlamıştır. Sizin ceddinize sizin davanızı atalarınız öğretti yoksa o tarihe kadar osmanlıyla hiçbir gün dahi problem yaşamadınız. Ne zaman oryentalistler geldi ve ağalarınıza maddi yardım ve teorik enformasyon yardımında bulundu o zamandan sonra güç hırsı yüzünden ayaklanama tarihiniz başladı. 1600 lü yılları bana Kürt ayaklanma tarihinin başlangıcı olarak söyleyebilrisin ama sana şunu söyleyeyim 1800'lü yıllara kadar tarihte hiçbir şekilde Kürt bağımsızlık hareketi geçmemiştir. Ne hikmetse orientalist sosyologların gezileri sonrasında bir milliyetçi hareket bilinci oluşturuldu kürlterde ve bu sevr dede vardı. Sizi taa ozamandan beri kullanıyorlar. Biliyorum "kullanıyorlar" kelimesine uyuz olacaksın ama "sadece kullanıyorlar" gerçek budur. Çünkü 1939'a kadar bir gün bile asimilasyona uğratılmaya çalışılmadı sizi. Balkanlarda, Arabistanda, Yunanistanda bunlar olmadı Kürlerdede olmadı. Emperyalist devletlerin hepsi halkının işgal ettikleri yerdeki dili ve dini değiştirmiştir. Osmanlı bunu yapmadı yapsaydı bugün en kürt sorunumuz olurdu nede balkanlar bizden kopardı. Liberal demokratik yönetim biçimi teokrasiyle harmanlanmıştı. O yüzden Osmanlı FR ING RUS AUST-MAG devletleriyle savaşlarında başarılı olurken iNG FR BELG ALM pigme ve aborjinlerle savaşlarında başarılı oldu. Yani Osmanlı gücünü bu sistemden almıştı Osmanlı güçlülere kafa tutarken Emperyalistler güçlerini zayıfların emeğinden alarak Osmanlıya kafa tuttu. Tarihin hiçbir noktasından hiç bir millet Osmanllı gibi bir yapıda yaşamadı. Hiçbir imparatorluk bunu başaramadı ingilizler ingilizdi romalılar romalı Osmanlı bugün Amerika neyse o gün oydu hatta halk ilişkilerinde demokratik hukuk vardı yani isteyen istediği sistemle yargılanırdı evlat. Lütfen sorgula bilgilerini sen eşek olursan semerini vuran çok olur. Ben senden paranı canını veya gençliğini istemiyorum ben sana gözünü aç diyorum. Atatürk yönetiminin yanlışları olduğunu biliyorum ama yeni kurulmuş bir devlete silahla yıkma teşebbüsünde bulunmak ne kadar onaylanabilir ve bunu üstelik aleni bir ingiliz desteğiyle yapıyorsan?! Lütfen bu soruya kendi içinde hakkani bir şekilde cevapla. O zaman düzen sağlanmalıydı ki inkilaplar olsun bu arada inkilaplarıda tam olarak desteklediğimi söyleyemem ben özgürlükçü bir insanım ama tarihsellik mantığında bir eleştiride bulunmam mesnetsiz kaçar.