Saat sabaha karşı üçe geliyordu masal anlatmaktan yorulan Remzi Tayyar "Benim çok uykum geldi müsaadeniz olursa odaya çekilmek istiyorum" dedi. Onun bu sözleri üzerine Haşmet amca hiç yaşına başına bıyığına kalıbına bakmadan " Müsaade ne demek ay yüzlüm sen ne istersen sormadan izin istemeden yapabilirsin. Sen ki 60 mumluk ampulle aydınlanan evimizi 100 mumluk ampul gibi aydınlattın ben seni hem isiririm hem yalarim yeterki sen iste" deyiverdi. Remzi Tayyar ın eşcinsel eğilimleri yoktu Allah tan yoksa bu yaşını başını almış moruğu şuracıkta yatırıp gibebilirdi. Hemen akabinde söze Vedat girdi. " Ey ay yüzlüm sen odana çekil bir şeye ihtiyacın olursa seslenmen yeter karim da kizim da sana feda ne istersen yaparlar. Sen iste yeter" dedi. içanadolunun bu küçük şehrinde yaşayan bu mutaassıp ve güzel aile Remzi Tayyar ın insanı büyüleyen havası ile değişik bir hal almış ve sanki SODOM ya da GOMORRA dan ailelermiş gibi davranmaya başlamışlardı. Remzi Tayyar gülerek teşekkür edip odasına çekilirken Vedat arkasından " Eyyyy ay yüzlüm senin zütünün kılıyız biz yeterki iste karım kızım sana fedaaa" diye haykırıyordu. Haşmet amca oğlunu zor durdurabildi. "Oğlum komşular duyup gelecek sakin ol sonra onu başkaları ile paylaşmak zorunda kalırız alimallah" dedi. Babasına hak veren Vedat tamam peder bey hadi uyuyalım artık." dedi ve eşine dönerek "Hadi hanım sizde gidin odanıza. Kulağınız Ayyüzlüm de olsun ne isterse yerine getirin. Tam memnuniyetini sağlamaz iseniz sabah kemiklerinizi kırarım" dedi ve uzanır uzanmaz mutlu mesut mışıl mışıl uykuya daldı. Ne de olsa Ay yüzlü küheylanı evinde misafirdi.