https://www.youtube.com/watch?v=AqpOFQvMM1A

Spor salonunun yakınlarında 7/24 açık bir büfe vardı. Oraya kadar yürüdük fazla konuşmadan, tostlarımızı söyledik beklemeye başladık. Büfedeki eleman göz ucuyla Aslıyı kesiyordu sürekli. Uyuz oldum buna ama o da bakılmayacak gibi değildi ben de sürekli göz göze gelmeye çalışıyordum. Ay ışığının altında su gibi duruyordu. Tostlar hazır olunca aldık gittik orada yiyelim dedim ben bu büfecinin bakışlarına dayanamıyordum. Henüz bir saattir tanıyor olduğum kızı deli gibi kıskanmıştım üstelik sadece bakışlardan. Kim bilir her gün kaç kişi şehvetle ona bakıyordur diye düşünüp sinirleniyordum boşu boşuna. Tekrar çıktık üçüncü kata, bir yandan yiyor bir yandan da yurt dışı hakkında konuşuyorduk. Çok yeri gezdiğini söylüyordu. Hepsinden bahsediyordu tek tek. Ben de sadece bir ülkeye gitmiştim yurt dışında ama bazı yerleri belgesellerden kitaplardan çok iyi biliyordum. Ben de kesiyordum buralara gittim şöyle böyle diye. Sonra bana laptopundan bir kaç yerin resmini göstermek istedi. Ben de hemen çektim kendi sandalyemi yanına. ilk defa ona bu kadar yaklaşmıştım. Aramızda 30 cm ya vardı ya yoktu. Çok hafif bir parfüm kokusu ve kızın yumuşak tenini görmek beni bir tuhaf yapmıştı. Resmen başım dönüyordu. Onunla sarhoş olmuştum. Direk kolundan tutup kendime çekmek istiyordum ama tabi ki bunları sadece benim hissettiğimin de bilincindeydim. Belki de kız yarın yapacağı yemeği düşünüyordu. Hava da aydınlanmaya başlamıştı. Saate baktım üç saat geçmiş.
- Ben gideyim artık hava aydınlanmış baksana
+ Tamam teşekkürler sohbet için
(Bir anda böyle resmileşmesi fena bozdu beni.)
- Tabi. Yarın gece de buradaysan gelirim yine. Herkesin ya işi oluyor ya uyuyor gece gece kimseyi bulamıyorum.
+ Olur. iki gece daha burada olacağım.
Hayatımda ilk kez aşık olmuştum. ilk kez içen birinin şaşkın sarhoşluğu gibi hiç bir şey düşünemeden yürüyordum. Odaya nasıl geldiğimin farkında bile değildim.