/i/Tarih

''Tarih bir meslektir, bir hobi, gevezelik, anekdot ya da asparagas değildir.'' (Pierre Goubert)
  1. 1.
    +1
    Avşar Elleri 

    Kalktı göç eyledi Avşar elleri 
    Ağır ağır giden eller bizimdir 
    Arap atlar yakın eyler ırağı 
    Yüce dağdan aşan yollar bizimdir 

    Belimizde kılıcımız kirmani 
    Taşı deler mızrağımın temreni 
    Hakkımızda devlet vermiş Fermanı 
    Ferman padişahın dağlar bizimdir 

    Dadaloğlum yarın kavga kurulur 
    Öter tüfek davlumbazlar vurulur 
    Nice koç yiğitler yere serilir 
    Ölen ölür kalan sağlar bizimdir 

    Avşar Elleri 

    Osmanlının son dönemlerinde devlet, Toroslardaki göçebe halkı, yerleşik nüfus haline dönüştürmek ister. Dağlarda hayvancılık yapan aşiretlere Çukurova’dan yer gösterir. Dağlarda yaşamaya, gezgin hayata alışmış insanlarımız ise köylere yerleşip toprakla uğraşmaya yanaşmazlar. 

    Devletler, kök salabilmek için yerleşik nüfusu tercih eder. Okul yapacak, vergi alacak, asker alacak, nüfus sayımı yapacak… Göçebe nüfusu ise yaylalarda kodunsa bul! Son dönemdeki asker kaçakları dağlarda eşkıyalık yaparlar ve jandarma takibinden kurtulmak için göçebe nüfusun arasına karışırlar. Bu göçebelerden beslenirler. 

    Devletin zorlamasıyla Avşar aşiretleri Çukurova’ya yerleşecek olur, baştanbaşa bataklıklar ve sazlıklarla dolu ovada sivrisinekten kendilerini kurtaramazlar. Yeniden dağlara çıkarlar ve asi olurlar. 

    Halk şairlerimiz arasında Köroğlu, Pir Sultan ve Dadaloğlu’nda duyarlı bir aşk duygusunun yanı sıra yiğitçe bir eda vardır. Dadaloğlu, bu şiirinde “çevik atlarıyla, Kirman işi kılıcı ve mızrağıyla ve cesur yüreğiyle” övünmekte, “Hakkımızda devlet vermiş Fermanı 
    Ferman padişahın dağlar bizimdir” diyerek de meydan okumaktadır. 

    Halk şiirimizin bu yiğit sesini anarken, merak edenler için olayın devdıbını da anlatalım. Fermanın gereği yerine getirilmeyince Sultan bölge halkını, göçerleri yerleşik hayata zorlamak ve isyanı bastırmak için asker gönderir. Avşar aşireti ve Kozan aşiretlerinin katıldığı isyan çözülür ve yenilir. Bu bölgedeki göçebeler Anadolu’nun dört bir yanına üçer beşer aile sürgün edilir. Bunlar da birbirlerini kaybetmemek için sözleşirler ayrılırken… 

    Şimdi Türkiye’nin her köşesinde bir Kozan ya da Avşar köyü görürsünüz o günlerden arda kalan… Bir de bu koçaklama dolaşır dillerde…
    ···
   tümünü göster