/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +21
    Uzun part atıyorum
    Kaan’a dönelim. Kaan’ın bir kız arkadaşı vardı, Yağmur. Aslında kız arkadaştan öteydi, lise aşklarını bilirsiniz beyler tek isteğiniz kızla yatmaktır genelde ama o ikisi öyle değildi. Zaten beraber büyümüştük üçümüz, her zaman yan yanaydık. Yağmur ufak tefekti, zayıftı, üflesen uçacak, sarılsan kırılacak gibi. Saçları uzun ve simsiyahtı, her zaman öyle kaldı. Benim ve Kaan’ın sessizliğinin aksine hayat doluydu kız, o gülümsediğinde sen de gülümserdin. Atarı tribi yoktu, anlayışlıydı, şefkatliydi, ben ömrüm boyunca öyle bir kızla tanışmadım, tanışmayacağımı da biliyorum. Bazen merak ederdim neden beni değil de Kaan’ı seçti diye, kıskanıyordum amk. Ama sebebi de biliyordum.

    Kaan her konuda benden iyiydi. Her konuda amk. Notları sınıfın en iyisiydi, sporda süperdi, konuştuğunda çok zeki ve mantıklı konuşurdu hönk diye kalırdın. Tipten bahsetmiyorum bile. Allah her şeyi ona yüklemiş, bize next next deyip geçmişti sanki. Özellikle lisede daha çok hissediyorsun o ezikliği, herkes kankanın ağzının içine düşüyor, sen de yedek oyuncu gibi oturuyorsun köşede. Tabii ki Yağmur onu seçecekti.

    Hayatımı mahveden olaylardan birincisi bir yaz mevsimi oldu. 16 yaşındaydım. Düşününce hala o kadar basit ve aptalca geliyor ki. Her neyse, Pazar günüydü o gün. Kaanların Bodrum’da yazlığı vardı, her yaz oraya giderlerdi. Bu sefer Kaan evde kalacaktı, ergeniz ya amk, içki falan içecektik evde tek başımıza. O zaman çok büyük bir şeymiş gibi geliyor tabii. Kıçımda pireler uçuşa uçuşa yatmışım öğlene kadar. Akşam 5 gibi aradım Kaan’ı.
    “Kardeş gitti mi sizinkiler?”
    “Şimdi çıkıyorlar kardeşim, sen gel istersen.”
    “Tamam, ağzıma bir şey atayım geliyorum.”
    “Yağmur’a ayıp oldu lan, bozuldu kız.”
    Yağmur’u da çağırmak istemişti ama olmaz demiştim, ne kadar kafa kız olsa da ortamda kız olunca rahat rahat konuşamıyorsun ki amk.
    “iyice kılıbık oldum dıbına koyayım, bugünlüğüne de kendi arkadaşlarıyla gezsin. Neyse geliyorum ben.”
    Tersleyip kapadım telefonu, üstüme bir tişört geçirdim, çıktım dışarı. Marketten vodka aldım, ilk defa bira dışında bir şey içeceğiz, heyecanlandığımız şeye bak. Param yettiği kadar aldım bir şeyler, zaten Kaan’ın ev iki sokak ötede. Gittim eve, anne babası çoktan gitmiş. Kaan’ın annesi de babası da çalışıyordu, alışkındı evde tek kalmaya zaten. O da bir şeyler almış, oturduk. Tam hatırlamıyorum muhabbetleri, klagib ergen konuşmaları işte. Sanki hayattan bir tak anlıyormuşuz gibi felsefe yapmalar falan. Sorduğum tek soruyu hatırlıyorum;
    “Kaan siz Yağmur’la yaptınız mı?”
    “Neyi lan? Ne diyorsun olm?”
    “Yattınız mı amk onu soruyorum.”
    Kaan birden sustu, sinirlendi sandım ama yüzündeki başka bir ifadeydi. Yıllar sonra anladım o ifadeyi. Sigaranın külünü silkti, “Hayır, yapacağımızı da sanmıyorum.” Dedi, ben de sustum. Kaan zaten karı kız muhabbetini sevmezdi. Ben de fazla abaza değildim, ferre vs konusu açılınca utanırdım biraz, maldım galiba. insan insanı giber mi kafasındaydım lisedeyken. Neyse kafalar biraz iyi olunca, başım dönmeye başlayınca o gibik cümleyi kurdum. O koduğumun cümlesini.
    “Sizinkiler araba aldı di mi?”
    Başını salladı, evlerinin önünde de görmüştüm zaten. Modeli hatırlamıyorum beyler, ama Volkswagen’di. Polo olabilir. Beyazdı. Beyazdan hep nefret ettim o günden sonra.
    “Bir tur atalım mı lan?” Deli cesareti mk. 17 yaşındasın pekekent senin neyine araba diyenimiz olmadı o an işte. Alkole alışık olmayan bünye zaten gevşemiş, tamam dedi çıktık dışarı. Saat akşam 9-10 gibi. Babası anahtarları yanında taşımıyormuş, keşke taşısaydı lan. Ya da keşke o gün içmeseydik, ben o lanet cümleyi söylemeseydim.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +5 -1
      Hayvanlımı seviyosun amk
      ···
    2. 2.
      0
      geri kalanını okumadım da bunu okuyunca öldümü lan acaba çocuk dedim
      ···
   tümünü göster