/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    +20
    Bir gün Aslı’ya sormuştum, “Benim takıntılı olduğumu düşünüyor musun?” diye. Beni anladığını düşündüğüm tek kişi oydu. Pgiboloji okuyordu zaten, belki de bundandı. Bir süre durup “Evet,” demişti. “Olmayacak şeylere umutlarını çok bağlıyorsun, paralıyorsun kendini. Başka bir sorunun daha var.” Neymiş o dedim. Öne eğildi, sanki profesyonel pgibologmuş gibi, gülesim gelmişti o an. Bayılıyordu yetişkin gibi davranmaya.
    “Kurduğun hayallerde kendini hiç yalnız hayal edebiliyor musun?”
    Nasıl yani. Neden kendimi yalnız hayal etmeliydim ki. Sevdiklerimle beraber olmak varken. “Tabii ki hayır, neden ki?” dedim.
    “Yalnızlığa katlanamıyorsun Burak,” dedi. “Sürekli seni seven insanları etrafına toplamak için kendini parçalıyorsun. Seni seven insanlarla takıntılısın çünkü kendinden nefret ediyorsun.”
    O zaman farkında değildim, derste senin kafanı çok doldurmuşlar deyip geçmiştim ama bu hayatımın kilit analiziydi sanırım. ipek’in söyledikleri de, hatta Hakan’ın söylediği de. insanlar mutluluk değil çalkantı isterler demişti Hakan. Gerçekten, Yağmur benimle aynı üniversiteye giden sıradan bir kız olsaydı onu böyle sever miydim? Onun için yine ipek gibi bir kızı reddeder miydim? Belki de ben de trajediye, o umutsuzluğa aşık salaklardan biriydim. ipek de demişti, o kıza değil hayaline aşıksın diye. Belki de dram peşinde koşan yavşağın tekiydim? Ama bu neyi değiştirirdi? Yağmur’a olan sevgim azalmıyordu, göz görmedikçe gönül katlanır derler ama artıyordu, hastalık gibi, annemin göğsünde büyüyüp kansere dönüşen kist gibi, birini bu kadar sevmek hastalıktı belki.
    ···
    1. 1.
      +9
      Yağmura karşı içinde hep tarifsiz duygular vardı ki.. Kıskandığından bahsetmiştin.. O dönemlerde trajedi de yoktu.. Bir okuyucu olarak takıntı olduğunu düsünmüyorum ama kendin mutlu olamadığın, mutlu hissedemediğin için etrafındakileri mutlu etme çabasındasın hep..
      ···
   tümünü göster