/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    +31 -14
    https://www.youtube.com/watch?v=minAIHiC9kA

    Aç şu müziği hacı, arkana yaslan ve temiz bi kafayla dinle beni.
    Şu dünya da bildiğin herşeyi 15 dakikalığına unut ve önyargılarını bırak bir köşeye. Tanrı adına ne söylenmişse unut. Yahudiliği unut. Hristiyanlığı unut. Müslümanlığı unut. Yazı 2-3 entry sürecek, altta devam ediyor olacağım. Hepsini okursan eğer şu dünyada yapılabilecek en büyük iyiliği yapacağım sana.

    Eğer fanatik bir müslüman isen,
    "Zumer 18: Onlar ki sözü dinlerler ve en güzeline uyarlar. Onlar, Tanrı'nın yol gösterdiği kimselerdir. Onlar akıl sahipleridir"
    bu ayeti baz alarak dinle beni.
    Eğer ateist veya herhangi bir inanca mensup isen, sadece düşünmek için dinle.

    Dünya'daki tüm müslümanlar fikir ayrılığına düşmüşlerdir. Ve bu fikir ayrılıkları mezhepleri oluşturmuştur.
    Müslüman nüfuslarının %85 i Sünni, %15 i Şii olarak öngörülüyor. Diğer mezheplerin ise sayısı çok düşük olduğu için bu nüfus genellemesinden %1 pay alamıyorlar.

    Bu mezhepler kendi içlerinde de ayrılığa düşerler ve alt kollara ayrılırlar.

    Sünnilik > Hanefi, Şafii, Maliki, Hanbeli
    Şii > Câferîlik, Zeydîlik, ismâilîlik

    Tüm mezhepler, Kuran'ın yanında hadis gerekliliğini de savunurlar. Çünkü müslümanlara göre Kuran(veya din), hadis olmadan anlaşılamaz.

    Şimdi ben size kendi şahsi fikrimi beyan edeyim.
    Bana göre, Tanrı'nın bize verdiği mantığı en iyi derecede kullanabilirsek ancak en doğru Tanrı inancına ulaşabiliriz.
    Bu benim düşüncem, belki ben yanılıyorumdur, belki sen. Dinle şimdi sadece.

    işin felsefi ve kuran ile ilgili kısmına giriyorum.

    inanan insanların çoğu, inancı körü körüne izleyip, mantık aramadan Tanrı inancına kavuşmayı doğru olarak kabul eder. Çünkü inanca mantık katmak çoğu inanan insanlar için saçmalıktır. Onlar sorgulamadan Tanrı'ya bağlanırlar ve Tanrı'ya giden en doğru yol hangisi diye bunu kendilerine sormazlar. Bu her dine mensup insanlar için geçerli birşeydir.

    Şimdi bu yazıda başlıktan anlaşılacağı üzere müslümanları eleştireceğim. Tekrar ediyorum, bildiğin herşeyi unut ve temiz akılla dinle beni. Özellikle müslüman kardeşim, özellikle sen.

    Müslümanların çoğu sorgulamayı doğru kabul etmez. inanacaksan kalpten inan derler. Hatta bazı alimler felsefeyi şeytan işi gördüklerini söylemiştir. Ve hatta çoğunuzun bildiği, Cüppeli Ahmet Hoca'da felsefenin ahmaklık olduğunu dile getirmiştir. isteyen ilgili videoyu izlesin: https://www.youtube.com/w...ture=youtu.be&t=2m56s

    Oysa müslümanlar şunu unutuyor. Kuran'da melekler de, peygamber de Tanrı'yı sorguluyor. Hatta peygamber apaçık şekilde Tanrı ile konuşmasına rağmen sorguluyor. ilgili ayetler:

    Bakara 260: ibrahim; Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster, demişti. (Allah da:) -inanmıyor musun? buyurunca: -Şüphesiz inanıyorum, fakat kalbimin tatmin olması için! (istiyorum) demişti. -Öyleyse dört kuş tut. Onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp) her parçasını bir dağın üzerine koy, sonra da onları çağır. Sana koşarak gelirler. Bil ki Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

    Bakara 30: Efendin, meleklere şöyle demişti: “Yeryüzüne bir halife yerleştireceğim.” melekler de: “Orada bozgunculuk yapacak, kan akıtacak birisini mi yerleştireceksin? Halbuki biz seni överek yüceltiyor ve mutlak otoriteni onaylıyoruz“ dediler. “Bilmediğinizi Ben bilirim“ dedi.

    Apaçık şekilde görüyoruz ki, sorgulamak son derece mantıklı birşeydir. Çünkü biz böyle yaratıldık. Ve inanç konusunda aklı fazla kullanmamaya teşvik eden müslümanlar için Kuran ne diyor, ona bakalım. Daha doğrusu, kuran akıl ile ilgili neler diyor ona bakalım.

    Enfal 22: ALLAH katında, yaratıkların en kötüsü, akıllarını kullanmayan sağır ve dilsizlerdir.

    Yunus 42: Onlardan seni dinleyenler de var; akıllarını kullanmayan sağırlara sen mi işittireceksin?

    Yunus 100: Hiçbir kişi ALLAH’ın izni olmadan gerçeği onaylayamaz ve O, akıllarını kullanmayanları rezilliğe mahkûm eder.

    Furkan 44: Onların çoğunun gerçekten işittiklerini yahut anladıklarını mı sanıyorsun? Onlar sadece çiftlik hayvanları gibidir; hayır, yolca daha da sapıktırlar.

    Mumin 54: O, temiz akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberidir.

    Rad 19: Sana indirilenin gerçek olduğunu bilen biri, görmeyen gibi midir? Ancak temiz akıl sahipleri öğüt alır.

    Demek ki neymiş? Tanrı'nın verdiği o akla ihanet etmeyecekmişiz, onu kullanacakmışız.

    Size yazının ilk başında yüzeysel olarak mezheplerin ne olduğunu neden ayrılığa düştüklerini yazdım.
    Peki bu insanlar niçin fikir ayrılığına düştü? Neden hadisleri de Kuran'ın yanında ihtiyaç olarak gördüler? Ki ilk hadis kitabı Kuran'dan 200 yıl sonra yazılmıştı. Kuran'ın yanında hadislere de ihtiyacımız var ise Hz. muhafazid Kuran'ın yanında neden hadis kitabı da yazmadı? Kuran acaba herşeyi anlamak için yeterli değil miydi? Kuran ekgib miydi? Anlaşılması zor muydu?
    Gelin Kuran'a sorarak yanıtlar bulalım buna:

    Sad 87: "Bu, tüm dünyaya bir mesajdır."

    Tekvir 27: Bu, tüm halklara bir mesajdır.
    Tekvir 28: Sizden doğru davranmak isteyenler için...

    Zuhruf 44: Bu, sana ve halkına bir mesajdır; ondan sorulacaksınız.

    Vakia 77: Bu, onurlu bir Kuran'dır.
    Vakia 79: Onu ancak temizler kavrayabilir.

    Şura 10: Bu mesajın her hangi bir bölümünde anlaşmazlığa düşerseniz hüküm Allah'a aittir. Rabbim Allah işte böyledir. Ben O'na güvendim ve O'na yönelirim.

    Enam 38: Biz kitapta hiçbir şeyi ekgib bırakmadık.

    Şuara 121: Bunda bir ders var; ancak çoğunluk inanmaz.

    Kamer 15: Bunu bir ders olarak bıraktık. Öğüt alan yok mudur?

    Kamer 17: Kuran'ı mesaj için kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?

    Zuhruf 2: Apaçık kitaba andolsun ki,
    Zuhruf 3: Anlamanız için onu kusursuz bir dile sahip bir Kuran yaptık.

    Araf 32: ... Bilen bir toplum için ayetlerimizi böyle detaylı açıklarız.

    Araf 174: Ayetleri böyle açıklıyoruz ki (bize) dönebilsinler.

    muhafazid 24: Neden Kuran'ı araştırıp incelemezler? Yoksa kilitli mi beyinleri?
    ···
   tümünü göster