Siz hiç 15 günde bir ülkenin bir toplumun dünyayı değiştirdiğini gördünüz mü? Gördünüz aslında , elinizi kalbinize zütürün , yada tansiyon aletinizi takın orada atan yürek aslında size bağışlanan bir nimet.

Bugün bir milletin yarı çıplak özgürlüğe koşmaya başladığı gün , bugün siz ister içinizde 1000 parçaya bölünün dışarıdan Şu yarıçıplak Türkler barbarlar diyen adamların başına cenaze namazında tabutu geçirenlerin günü. Bugün Büyük Taaruzun 93.yıl dönümü. Ve bugün bana hep bir adamı hatırlatır...
Ünlü komutan ve şair Ziya Paşanın oğlu olarak dünyaya gelen bir adam Albay Reşat'ı.

Babasını doğumundan aylar sonra kaybetmiş , şanını taşımak sorumluluğunda Harp okuluna gitmiş, önce Trablusgarp sonra Balkan savaşlarında Binbaşı rütbesini almış , 1.Cihan Harbi boyunca Çanakkale ile Doğu cephesinde Mustafa Kemal'in kurmaylarından biriydi.

Suriye savunmasında ingilizlere esir düşmüş , Kut-el Amare esirleri karşılığında serbest bırakıldığı gibi kurtuluş mücadelesine atılmış , önce Kafkas tümen komutanlığı ardından inönü ve Sakarya.

Türk ordusunun yarı çıplak bir şekilde topraklarını kurtarma azminde iken , Albay Reşat Bey , Albay Nikolaos Plastiras ve General Trikupis'in hakim mevkii olarak sürekli ve düzenli takviyelerle güçlendirdiği , o ünlü Türkler bu tahkimatı 1 yılda geçseler 1 saatte geçmiş gibi sevinebilirler sözünün söylendiği Afyon Yunan tahkimatının en sert ve sarp kayası olan Çiğiltepe mevkiine tümeniyle beraber Büyük Taaruz planıyla atandı.
Birazda o günden bahsetmek gerekirse , düşmanın Taaruz'dan sonra üç ana kol halinde kaçabilip izmir yolunu kapatabileceği tek yer Sincanlı ovasıdır. Sincanlı ovasının kilidi Çiğiltepedir. Türk ordusu Sincalı ovasına Yunan ordularından önce girerse cepheyi yarmış , çemberi kapatmış oluyordu.

27 Ağustos sabahı Çiğiltepeyi döven 97 top olsada , 2 Yunan tümeni (dönemin askeri şartlarına göre bir Yunan tümeni ortalama 15.000 kişilik bir Türk tümeni 3.500-8000 kişiliktir) tırnaklarını Çiğiltepeye geçirip tutunuyordu , taaruzun genel durumunu etkileyen bu hadise üzerine Başkomutan Mustafa Kemal Albay Reşat Bey'e 27 Ağustos sabahı telefon açar. Tamamiyle resmi kayıt olan şu konuşmalar yaşanır.

– Reşat Bey, bu önemli tepeyi ne zaman alacaksınız?
– Komutanım, yarım saat sonra alacağız.
– Başarılar diliyorum.
Mustafa Kemal (10.45):
– Düşmanın halen direndiğini görüyorum. Gözümüz o tepede, çok önemli.
– Komutanım tepeye düşman bir tümen yığmış direniyorlar. Ama alacağız komutanım, mutlaka alacağız.
Mustafa Kemal (11.00):
– Reşat Bey'i istiyorum.
– Komutanım Reşat Bey size bir mesaj bırakarak intihar etti. Okuyorum, komutanım.
– Yarım saat zarfında bu tepeyi almak için söz verdiğim halde sözümü yapamamış olduğumdan dolayı yaşayamam komutanım.
Mustafa Kemal elinde sigarası çekilir 45 dakika bir köşeye , işte o ünlü portre vardır ya elinde sigarasıyla kocatepedeki Mustafa Kemal , hah o sahnedir aslında altında yatan gerçek.
Bir adama değil , bir tarihe bir medeniyete bir uygarlığa verdiği sözü taşıyamamak 45 dakika gecikmeli olarak alınan bir tepe için , kafana 6 patları dayayıp kendini vurmak. Hayatında idealleri uğruna yapılmayacak şeylerin olmadığının kanıtıdır Albay Reşat , Çiğiltepeyi alan ordu Sincanlı ovasına akar geriside tarih işte.

Kıssa'dan hisse. işte bu topraklar Albay Reşatların yiğitliği sayesinde bizim, ve savaş zaruri olmadıkça katliam. Nerde hata yaptık diye soruyorsanız ?
ideallerimizi kaybettik be evlat tepenin arkasındaki özgürlüğe çıplak ayakla koşan o koca adamları unuttuk.