/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    -6
    kadıköy'ün güzide barlarından arka oda'nın önünde elimdeki 17 tl'lik özel üretim şarabımı yudumlarken ve beni içeriye sokacak bir dişi arayışlarıma tüm algı ve radar sistemim açık devam ederken sokağın köşesinde gözüme ilişen ve daha sonradan öğrendiğim iran asıllı isveç vatandaşı hatunu, delikanlı tabiri ile düşürmem, universal argo tabir ile getting some pussy ile start alan olaydır.

    bana bizim kendisi ile aramızda kikirdeyerek ifade ettiğimiz tabir ile tam bir "sin night" yaşanmışlığının ardından, sabah o nalet kırma karı genzinden aldığı sert nefeslerle uyurken, aşağıdan gelen çöp kamyonu sesiyle uyanıverdim.

    "evde kahve var mıdır acaba ? c'mon man ne gezer bu melezde kahve, seni kahrolası ahmak." içsesleri ile birlikte ayaklandım. o an beyin kıvrımlarımda yüksek voltajda elektrik alıyormuşçasına bir tepkisellik beliriverdi ve iç sesim bir kez daha dile geldi:

    "laağğnnn bugün öğrenci akbili alabilmek için açıköğretime başvuru yapacaksın dingil"

    evet, şirketten öğleye dek izin almıştım ve öğleden sonra tam tekmil toplantı odasında olmam gerekiyordu.

    bir hışımla ütüyü kaptığım gibi dünden buruşmuş gömleğimi ve pantolonumu ütüleyerek akabinde seke seke evden dışarı attım kendimi. tabii sevgili kırmamın başucuna not bırakmayı da unutmadım.

    "made me so happy last night my lamb" (dün gece beni çok mes'ud ettin kuzum)

    bir yandan bilgisayar çantamda kalem ararken diğer yandan da bıraktığım notun muazzam oluşundan gelen tebessümler eşliğinde dolmuş durağında duruyor, devamlı dolu gelen sarı dolmuşlara "hay ben sizin kaynatanızı s*keyim" cümlesiyle selam veriyordum.

    aradığım kalemi bir türlü bulamamışken gözüme karşı kaldırımdaki "nt mağazası" ilişti.

    hazır dolmuşlar da dolu geçiyorken, ihtiyacım olan kalemi almak üzere mağaza doğru ilerledim.

    tam içeriye doğru iki adım atmıştım ki o da nesi !

    -aaiiiooooo aiiiooooo çiyuuuuvvv çiyuvvvvv çiyuvvvvv fiyt fiyytt fiytt fiyttt

    gibi s*k*msonik elektronik sesler tüm mağazayı çınlatmaya başladı. içerideki herkes dikkatli gözlerle beni süzüyordu.

    önce bir şey çalmadığıma ilişkin bir beden dili takınarak gergin bir sesle :

    - ya bu nedir kardeşim, susturun şu hayvanı bunu mu dinlicez sabaha kadar !

    diye tepki gösterdim.

    yanıma gelen iki görevli beni yetkili odasına davet etmek suretiyle iki yanıma geçtiler. hay hay dercesine başımı sallayarak, alaycı bir yüz ifadesiyle odaya giriş yaptım. sessizliği ilk bozan yine ben oldum:

    - kardeşim siz hayatınızda elinde bilgisayar çantası, boyununda kravat ile hırsızlık yapan birini gördünüz mü ? ya bana hemen bir özür dilekçesi yazın ya da avukatımı aramak zorunda kalacağım.

    dememe kalmadı arkamdan şiddetli bir darbe ile sendeleyiverdim. bu darbe kesinlikle bir insan teması ile gerçekleşmemişti. kalleşçe bir şekilde arkamdan bir cisim ile darbe almıştım. sendelerken ilk tahminim kırtasiye bölümünden alınmış bir çeşit cetvel türü olduğu üzerineydi. tam doğrulmuştum ki kaba ve iç anadolu insanının ağız kültürüne kayan bir ses ile irkildim.

    - anuna gudumun pudperesdi seni, yahudi pekekent ! bu mağazanın sensörleri cünüp pudperesdlere duyarlı, hepinizi imana getirecez hepinizi !

    karşımda takkeli, cübbeli ve uzun kır sakallı 50'li yaşlarında bir dayı duruyordu. ohh jesus ! elinden sarkan o yeşil taneli 100'lük tespihi de neydi !
    demek arkamdan inen o saldırı aleti bu tespih idi !
    tabii yaaa nasıl da düşünememiştim nt'nin hangi ideolojik sınıfa ait olduğunu.

    zihnim yine beyaz ama zenci kanalını devreye sokmuş, aklımın florasan düğmelerine basıvermişti bile. hemen haykırdım:

    - tekbiiiiiirrrr !

    cevap gecikmedi:

    -allahuuuu akbarrrrr !!

    devam ettim:

    - ölmüşlerimizin ruhuna el-faaaatihaaa !

    daha cümlem tamamlanmamıştı ki iki güvenlik görevlisi ve sakallı dayı avuçlarını gökyüzüne doğru yöneltmiş mırıldanmaya başlamışlardı bile.

    kıvraklık yeteneğim sayesinde bilgisayar çantamı da başımın üzerine koyup simit tepsisini andıran bir görünüme kavuşturarak tek hamlede odanın kapısını açıp mağazadan koşarak uzaklaştım.

    hayatımın en kötü günlerinden biriydi. öğrenci akbili alma hayallerim bir kez daha başka bahara kalmıştı..
    ···
   tümünü göster