anlatıyorum beyler dinleyin.

daha önce hiç buluşmadığınız bir kafe de buluşursunuz.

belli ki bir gece önce arsızca kavga etmişsinizdir. suratlar beş karış kalpler kırıktır. her ne kadar mevzuu nun muhatabı değilmişsiniz havasında olsanız da ateşin içindesinizdir.

konuya giriş yapmak içinizden gelmese bile karşı taraf sizi konunun içine sürükleyecektir.

hazır mısınız? bence değilsiniz. önce sakin olun yapıcı davranmaya çalışın.

hatta feedback yapın kavga konusuna geri dönün. döndünüz değil mi? öküz gibi haksızsınız maşallah...

şimdi şöyle güzel bir türk kahvesi söyleyin ve özür dileyin.

bakın diyalog nasıl gelişecek;

sen: dün akşam biraz gergindim. seni kırdıysam özür dilerim.
o: bana çok küfür ettim.
sen: hayır ya ne küfürü onlar sinir anında oldu.
o: bunu kabul etmem mümkün değil.
sen: ilişkimize bir şans daha vermeliyiz.
o: ben vermeyeceğim. bu ilişki burada biter.
sen: lütfen ama bunu tekrar deneyelim.
o: hayır kendine yine de iyi bak.
sen: (şok şok şok züte giren şemsiye açılmıştır) ama neden, neden ama.

kedi ciğerini yediğiniz artık yoktur.

o ara saate bakın tam 17:00'dir. mutlaka 17:13'e kadar masadan kalkmayın. bunun bir nizamı var. mesela; geri dönebilir, aniden kalkarsanız kahveyi dökersiniz (ya da dökün amk), kalktığınızda çarpınta olabilir vs. vs.

17:13' e kadar bir hareket yoksa bir soğuk su isteyin ve masadan kalkın.

sonra direkt eve gitmeyin. mutlaka "sana kız mı yok amk" "olum kız milleti ne beklersin" gibi teselliler veren arkadaşlarınızın yanına gidin.