Dedem kitabi açip karistirmaya başladi.Her sayfada gözleri daha çok büyüyor elleri terliyor rengi sarariyordu. Benim dikkatimi ilk ceken kitapdaki zuzumbilesi kelimeleriydi bu nasil olabilirdi benim sevdiceğicim bu karanlik kitapda ne arardi. VElhasil dedem kitabi kapatip gözlerini boş duvara dikip mirildanmaya başladi gittikce hizlaniyor hizlandikça sallanmaya başliyor kulağimda yine o uğultu oluşmaya başlamişti.

Dedemle bir ara gözgöze geldik bana sakin ol der gibi kafa işareti yapti. Sonra gölgeler odada dolaşmaya başladi. Gözlerimle bile takip edemeyeceğim türden gölgelerdi. Odanin duvarlari kireçtendi ama gölgeler resmen duvarlari siyaha bürümüştü.

Ve birden bir hirilti duyuldu kurbanda hayvana biçaği vurursunuzda derin bir hirilti duyulur aynen öyleydi.Tam karsimda beyaz bir duman belirdi hortum gibi odanin icinde oldugu yerde dönüyordu ve daha sonradan öğrendiğim dedemin hüddam dostu karsimizda belirdi.Ben artik ne düşünebiliyor ne hareket edebiliyordum sadece nefes aliyordum.

Tok bir sesle selamun aleyküm ey cabbar ve soyu dedi. selamini dedem aldi. Dedem tam konuyu acicakken hüddam cami gösterdi çocuk kalk perdeyi aç ve dişari bak dedi ve gördüğüm manzarayi aynen aktariyorum. Disarda sayabildigim 10 tane dar ağaci vardi ama ipleri ateşten boyle cayir cayir yaniyor her dar agacin yaninda 20 şer lik gruplar nizami bir sekilde dikiliyor ellerinde orak kılic benzeri bir alet var ve hepsi eve bakiyordu.

Size biraz hüddamdan bahsedeyim evin tavani yaklagib 2 metre vardi hüddam bagdas kurarak oturuyordu cok heybetliydi başindaki sarik tavana değiyordu suratinda elmacik kemiginden baslayip dizlerinde biten uzun kar beyaz bir sakali vardi. Gözleri bembeyaz ve suratindaki kirigibliklar nasirlarmis ve cok duruyordu. Hüddam bana dönerek ey insanoğlu bu gün burda bir mahkeme kuracağiz suan sana değen musallat olan ve evli bulundugun şerliler ve kabileleri buraya gelmekte...

qandirdimmmmm