1. 51.
    +2
    öyle bir gün ki,

    gün, tüm gidenlerin ardından bıraktığı karanlığın üzerine doğar.
    yavaş yavaş yükselir güneş, arkasından baka kaldığımız yolların ufkundan.
    aydınlığa koşar gibi geliriz, yeni doğan bir günü izlemeye.
    gün, öyle bir gündür ki, bütün karanlıkları aydınlığa taşıyacak sanki.
    gün, gelir. gün, doğar. gün olur.
    en tepesine gelir güneş ufkun.
    baka kalırız yeni doğan güneşe.
    güneş aldatır bizi. aydınlık zannederiz tüm dünyayı.
    i̇nanmaz bir şekilde bakarız bu uçsuz bucaksız aydınlığa.
    her şey karanlıklardan çıktı aydınlığa deriz.
    sonra…

    öyle bir an gelir ki;

    gün biter, gün kararır. güneş batar sessiz bir ıslık çalarak.
    dünya kararır.

    sonra ben gözlerimi açarım, sen gitmişsin.
    bir yel gibi esmiş ve geçmiş.
    oysa gözlerinin pırıltısını güneş sanarak yaşamak güzeldi.
    sen gözlerini kapattın, ben karanlıkta kaldım.
    bir alışkanlıktı ki, geldi ve geçti.
    ···
   tümünü göster