/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +7
    Sene 2006. Arkadaşlarla o park benim bu park senin dolaşıp dururduk. Mahalleden mahalleye fink atar gezerdik. Küçük boy bigibletlerimizle evden uzaklara gider romanlardan kaçardık. II. Bayezit Külliyesinden Sarayiçine oradan Balkan Şehitliğine gider yol boyunca Edirne‘nin manzarasını seyrederdik. Terledik mi hemen Kıyık rampasından şehir çıkışına kadar gidip yokuş aşağı muazzam bir hızla inerdik. Kar yağınca okulun bahçesinde toplanır kardan bir ev yapıp orayı kale bellerdik.

    2006 yılına kadar bütün bir günümüz böyle geçerdi hep. 2006 yılı geldiğinde hangi internet kafeye gitsek her bilgisayarda Silkroad Online açıktı. Bu akım okuldaki sınıflara kadar yayıldı. O zamana kadar oynadığımız oyunlar belliydi. Counter-Strike ve GTA Vice City. Benim de içinde bulunduğum bir kesim Need for Speed Underground 2‘de takılırdı. Hiç unutmam bir keresinde okuldan biri arkadaşla takıldığımız internet kafede Underground 2 oynuyor ve araba havalara uçuyor, bir tuşa basıp fırlıyor felan. Herkes meraklı meraklı buna bakarken nasıl yaptığını öğrenmek istediğimizde bize cebindeki disketi göstermişti. Meğer evde diskete trainer kopyalayıp bilgisayara atmış. Tabi o zamanlar bize bu çok ilginç gelirdi.

    En yakın arkadaşım da oyuna kaydolduğunda benim kaydolmam kaçınılmazdı. Günün birinde okuldan çıktım. Yemeğimi yedikten sonra arkadaşlarım beni çağırmaya geldi ve birlikte aynı tayfa internet kafeye gittik. Gördüğümüz manzara çok farklı değildi. Sadece Silkroad Online açık olan bilgisayarların sayısı artmıştı. Ve ilk karakterimi adı SonSamsunlu olmak üzere açtım. Bu isim bir efsane oldu adeta. Yaklaşık 3-4 sene bu takma ad ile sosyal ağlara üye oldum, site açtım. Tabii son zamanlar yaş da ilerledikçe çocukça durduğu için gerçek adımı kullanmaya karar verdim.

    Her yerde müzik olduğu gibi her internet kafede de müzik çalardı. O zamanların popüler şarkısı olsa gerek Aslı Güngör‘ün Kalp Kalbe Karşı şarkısı çalıp dururdu. Kafenin sahibi de şarkıyı seviyorsa yandınız. Akşama kadar aynı şarkıyla devam eder.

    ilk karakterimden sonra birçok karakter denedim özellikleri, farklılıkları, dezavantajları ve avantajları görmek için. En sonunda yine aynı adla fakat L yerine I koyarak SonSamsunIu adında bir karakter daha açtım. Şu an ikisi de duruyor. Oyunda yan yana dursalar aradaki isim farkını fark edemezsiniz. Arial fontunda büyük I harfi ile küçük L harfi aynı duruyor. Resimdeki gibi.

    http://imgim.com/7Prz4a.jpg

    Biz SRO‘cular için haftanın en sevilen günleri Cuma, Cumartesi ve Pazardı. Cuma günü eve uğramadan doğru internet kafeye koşardık. En az 10 kişi masalara oturur hemen oyunda parti kurar Aslı Güngör‘ün Kalp Kalbe Karşı adlı şarkısı eşliğinde canavar keser kasılırdık. Bizi mutlu eden birleştiren bir şeydi bu. En eğlenceli anlarımız bu zamanlardı. Genelde internet kafe sahiplerinin oyunda hepsinin en az bir karakteri vardı. Oyuna kim önce girerse onun partisine girer daha hızlı kasılırdı.

    Bazı arkadaşlar oyuna gerçek para vermeye başladı. Daha ilk olduğundan çok garibime gitmişti. Bir oyun için gerçek para verilebilir miydi? Ben de meraktan bir bakayım dedim ve karakterime ve beğenime göre özel bir kıyafet seçtim. Maliyeti gerçek parayla 70 lira kadardı.

    internet kafe sahipleri de az uyanık değil hani. Silk (Gerçek parayla alınan) ve Gold (Oyundaki para) satışına başlamışlardı. 1.000.000 Gold 1 lira idi. Bizim için gayet ucuzdu çünkü aramızda 50. 60. seviyeye ulaşmış biri yoktu. 30. 40. seviyede yeter de artardı bile. Tabi kendi başına değil. 5 milyon gold hiç de fena olmazdı. Hatta kalın (Yüksek seviyeli) karaktere sahip internet kafe sahiplerine karakterlerimizi ID ve şifresiyle teslim eder 20 gün sonra istediğimiz seviyede geri alırdık. Resmen oyun ticarete dökülmüştü.

    internete para ver oyuna para ver derken harcadığımız paranın hattı hesabı yoktu. Bizim aklımız fikrimiz Silkroad Online olduğu için sorun değildi. Biz mutluyduk.

    Partiyle kasmak bir yerden sonra karakterin seviye atlaması için yetmemeye başladı. Tabi biz de alternatif yollar aramakta gecikmemiştik. Oyunu oynayanlar bilirler. Gold satışı yapanlar oyunda karakter oluşturup bota bırakır sürekli para toplatırdı. Karakoramda Ishade, Hashade ve Sonar adlı canavarların etrafında bir maden keşfettik. Staffçı botlar sürekli orada para kasıyordu ve atılan parti davetlerini kabul ediyorladı. Normalde botlar parti davetlerini otomatik red etmeye programlanır. Ama bunlar kabul ediyordu.

    Hatta partiyi kim kurduysa saati 200k‘dan partiye adam alırdı. Böyle böyle bayağı bir kasıldık. Hatta bazen partiyi ben kurup paraları toplar köşeyi dönerdim. Bu zamanlar eve internet almıştık ama babamı 4gb kotalı yerine sınırsız almaya ikna edemediğim için ilk hafta kotayı aşmıştım bile. Girmemeye çalışıyordum ama kasmadan da olmuyordu. Verdim oyunun gözüne kota oldu mu sana 9GB. 2 senelik sözleşmeyi ihlal ücreti kota aşım ücreti derken 1 ay kullanabildiğim bu internetin babama 250-300 lira arası bir maliyeti olmuştu.

    Gün geldi 50. seviyeye ulaşdık. Artık Karakoramdan gitme vakti gelmişti. Taklamakan çölüne doğru yola koyulduk.
    http://imgim.com/J6y10q.jpg

    Bu sıralarda takıldığımız internet kafe değişmişti. Okuldan birinin babasına ait internet kafede takılmaya başladık. internet kafenin sahibinin karakterini bota bırakıp internet kafedeki karakterleri kasardık. Tabii bunun bir karşılığı olacaktı. Karşılık olarak internet kafe sahibinin diğer karakterini de elle kasıyorduk. Kıçımız ağrıyana kadar o sandalyeden kalkmazdık. 10 saat bir sandalyede oturduğumu bilirim. Arkadaşla devirli kastığımız için fazla etkilemiyordu ama 10 saat de az değil.

    Artık para yetmemeye başladı. Her gün 10 saat 10 saat. Buna para mı dayanır. Arkadaşlar ve internet kafe sahibi arasında bir anlaşma yaptık. Günlük 3.5 liradan bütün gün karakterlerimizi kastıracaktık. Okuldan çıkar evde yemek yedikten sonra doğru internet kafeye. Hani Hızlı ve Öfkeli: Tokyo Drift filminde öğrenciler okuldan sonra otoparklarda yarışmak için toplanırlardı ya. Bizimki de ona benzemeye başladı. Neredeyse bütün okul oradaydı. Oturacak yer bulamayanlar başka bir internet kafeye gitmek için yola koyulurlardı.

    Bu şekilde karakterimin seviyesi 65. seviyeye kadar ulaştı. O zamanlar son seviye 80 idi.

    Sene oldu 2008. OKS‘ye girdik. Yaz tatili geldi. Ders çalışmaya gerek yoktu artık. Yolun sonu görünmüştü. Hangi liseye gideceğimizin sonuçlarını beklerken yine Silkroad Online’a devam ediyorduk. Artık günler de yetmemeye başladı ve internet kafenin sahibi kendi karakterini bota bırakarak bizim karakterler arkada o önde bizim karakterleri kasardı. Gün bittiğinde internet kafeyi kapatmadan önce monitörlerin fişini çeker evine giderdi. Ertesi sabah geri döndüğümüzde karakterlerimizi hâlâ kasılıyordu. Biz SRO‘cuları en mutlu eden şeydi bu. Bir günümüz böyle geçerdi. Sabahtan akşama kadar sandalye tepesinde otur oyun oyna. Gece de kendi kendilerine kasılsınlar.

    Derken ayrılık vakti geldi. Ben Samsunlu olduğum için tercihlerimi kendi memleketime yakın yerlerden yapmıştım. Sonuçlar açıklandı ve herkes bir liseye gitti. Ben sekiz senelik arkadaşlarımdan ayrılmanın hüznünü yaşarken kendi memleketimde olsa kendimi farklı bir lise farklı insanlar farklı bir kültürün içinde buldum.

    Aylar yıllar geçti ve takvimler 2015 yılını gösterdi. Geriye dönüp baktığımda sadece bunlar anılardan ibaretti. Şimdilerde girdiğim bazı internet kafelerin kokusu eskiden Silkroad Online oynamak için girdiklerimle aynı olduğunda hep eski anılarımı hatırlarım. Masama oturmadan önce gözlerimi etrafta gezdirir o anları hayal ederim. işin en kötü yanı eskiden gittiğim internet kafelerde teneffüs ettiğim hava şimdikilerle aynı çünkü hepsinde elektronik devreler üzerinden esen tozların fanlarda birikip fanlar aracılığı ile havaya karışan kokusu var. işte tam bu koku… Tam anlamıyla anlattım.

    Artık oyunun eski tadı yok. Hotan bomboş. Donwhang‘ın güney kapısında PVP yapanlar yok. Jangan ile Donwhang arasında turlayan Thiefler yana yana kervan aramıyorlardı. Onglarda Taxi yapanlar neredeydi? Bir heves Avrupalı çar açıp Constantinoplede Movia kesenler neredeydi? Ya Semerkandın önünde PVP yapanlar?

    Bir Silkroad Online‘dı geçti gitti. Geçti gitti ama herkesin içinde bir yerde oyuna duyduğu hasret ufacık da olsa duruyordur. Umarım oyun yetkilileri güzel bir güncelleme ile oyunun eski heyecanını geri getirir.

    2013 yaz tatilinde eski anıları yad etmek adına kardeşimle çarları biraz daha kastık.

    2014’ün yarıyıl karne tatilinde kendi çarımı 85. seviyeye getirdim. Kardeşim de 65. seviyeye kadar ulaşabildi. Yaz tatilinde ben 90’ı hedeflemiştim. Kardeşim de 70’i ama bir kere bile girmedik. Oyun yine de bilgisayarlarımızda yüklü duruyor.
    ···
   tümünü göster